Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda davacı Hazinenin davasının kabulü, gerçek kişinin davasının reddi yolunda kurulan 13.07.2005 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı A.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02.05.2006 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşmalı temyiz eden A……., Hazine vekili Av. S…… ile temyiz eden Orman Yönetimi vekili Av. I…….geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: Davacı gerçek kişi, 66 sayılı parselin imar uygulaması ile oluşan ve adına tapuda kayıtlı bulunan K…… Köyü 7445 ada 9 sayılı parselin 1/1000 ölçekli uygulanan imar planında orman alanında kaldığından Belediye tarafından imar çapı verilmediğini, bu nedenle 7445 ada 9 sayılı parselin iptaliyle yok hükmündeki imar uygulamasından önceki haline dönüştürülerek adına tescilini, Hazine ise, K…… Köyü 7445 ada 9 sayılı parselin kesinleşen 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiş, her iki dava dosyası birleştirildikten sonra mahkemece davacı gerçek kişinin davasının reddine, davacı Hazinenin davasının kabulüne, Kütükçü Köyü 7445 ada 9 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili ile davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemi niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 07.06.1946 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 15.12.1976 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasanın 2. madde, 28.10.1985 tarihinde ilan edilen 2896 Sayılı Yasanın 2/B madde, 15.06.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Dava konusu olan Kütükçü Köyü 7445 ada 9 sayılı parsel 1120 m2 yüzölçümünde ve arsa niteliğinde davacı gerçek kişi adına tapuda kayıtlı olup, 66 numaralı kadastro parselinden imar uygulaması sonucu oluşmuş ise de, fiilen zeminde 1988 yılında Antalya Belediyesi adına ihdasen oluşan 219 Hektar 2075 m2 yüzölçümündeki 331 sayılı parsel içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman orman ve fen bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın 1946 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidinde orman sınırları içinde bulunduğu, 1952 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre çalışma yapan maki tefrik komisyonunca koruma makisi olduğu için maki ayrımına tabi tutulmayıp, orman niteliğini yine koruduğu, 1976, 1985 ve 1989 tarihlerinde yapılan 2. ve 2/B madde uygulamalarına konu edilmeyerek, 1946 tahdidinde olduğu gibi, orman sınırları içinde bırakıldığı, halen taşlık, kayalık ve makilik bulunduğu, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken 1988 yılında ihdasen Belediye adına oluşturulan 331 sayılı parsel tapu kaydının hiç bir yasal ve hukuki dayanağı bulunmadığı için dayanak teşkil etmesinin olanaksız olduğu gibi, orman alanlarında imar planı uygulamasına olanak veren 24.02.1984 günlü 2981 Sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun"un; 3290 Sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (e) bendinin Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olduğu nedeniyle Anayasa Mahkemesinin 28.11.2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 27.09.1995 gün ve 1995/13-51 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle, tek taraflı işlem niteliğindeki imar uygulamasıyla davacı gerçek kişi adına oluşturulan tapu kaydının da hukuki değerinin bulunmadığı, bu tür yerlerin özel mülkiyete konu edilecek şekilde tapuya tescil edilemeyeceği, yine 66 sayılı kadastro parselinin de 1946 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidinde orman sınırları içinde bulunduğu, 1952 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre yapılan çalışmalarda muhafaza makisi olarak belirlendiği, 1965 yılında eski tarihli tapu kaydına dayanılarak gerçek kişiler adına tesbit edilmişse de, tesbite esas alınan tapu kaydı orman sınırları içinde bulunduğundan hukuki değerini kaybettiği, 1976 yılında 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılmışsa da, Orman Yönetiminin davası sonucu, İdare Mahkemesinin 15.01.1987 gün ve 1985/711-17 sayılı kararı ile orman niteliğini kaybetmediği gerekçesi ile işlemin iptaline karar verildiği, daha sonra 15.06.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, bu tür yerlerin 3402 Sayılı Yasanın 18/2. maddesine göre devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gibi, davacı kadostral mülkiyet durumunun eski hale getirilmesini istemişse de, şuyulandırma (parselasyon) işlemlerinin idari nitelik taşıyan işlem olduğu, bu türdeki işlemlere karşı idari yargı yerinde dava açılır ve işlemin iptali sağlanırsa buna göre oluşturulan imar tescilleri yolsuz tescile dönüşeceğinden, böyle bir durumun ortaya çıkması durumunda kadostral mülkiyet durumunun eski hale getirilmesi (ihyası) olanağı doğacağına göre, davacı gerçek kişinin davasının reddine, davacı Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu 7445 ada 9 sayılı parsel 1946 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunduğu, daha sonra 1976 ve 1989 tarihinde yapılan 2. ve 2/B uygulamalarında orman sınırları dışına çıkartılmayıp 1946 yılında kesinleşen orman tahdidinde olduğu gibi orman sınırları içinde bırakıldığına göre, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verilmesi gerekirken, nitelik belirtilmeden Hazine adına tescile karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "Antalya Merkez K…… 7445 ada 9 nolu parselin iptali ile Hazine adına tesciline" cümlesinin kaldırılarak, bunun yerine "Dava konusu Kütükçü 7445 ada 9 sayılı parselin tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.'nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 450.00.- YTL. vekalet ücretinin davacı gerçek kişiden alınarak davalı Orman Yönetimine verilmesine, onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 16/10/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.