MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... Yönetimi 06.11.2012 tarihli dava dilekçesi ile, dava konusu .... İlçesi, .......... Köyü 1072 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın 13/10/1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdit sınırlarının kısmen içinde kaldığını ileri sürerek, tahdit içinde kalan kısmın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ve davalıların elatmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır.Davalılardan ..., ............. ve ................'un dava tarihinden önce öldüğü anlaşıldığından, davacı ... Yönetimi aynı iddia ile mirasçıları aleyhine mahkemenin 2013/260 E. sayılı dosyası ile dava açmış, bu dosya ile birleştirilerek görülmüştür.Mahkemece, tapu iptali ve tescil yönünden davanın kabulü ile, dava konusu ...... İli, .... İlçesi, .......... Mahallesinde bulunan 1072 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi Harita Mühendisi ............'in 28/04/2014 tarihli krokili raporunda (B2) ile göstermiş olduğu 395,49 m2'lik alanın tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının elatmanın önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu içinde kalan tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 13.10.1998 - 13.04.1999 tarihleri arasında ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın krokide (B2) ile gösterilen kısmının orman tahdit hattı içinde kaldığı belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; elatmanın önlenmesine yönelik davanın reddine karar verildiği ve davalılar kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde, lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükme 8. bent olarak “8- Davalılar lehine Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince 1500 lira vekâlet ücreti takdir edilerek, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.UMK.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.