Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12494 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14038 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki davada ... ... 3. Asliye Hukuk ile ... ... 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDava, taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi kapsamında zamanında teslim edilmeyen ofis nedeniyle oluşan kira mahrumiyetinin tazmini istemine ilişkindir.... ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.... ... 6. Tüketici Mahkemesi tarafından ise dava konusu ofis/iş yerine ilişkin sözleşmede geç ifa nedeniyle kira gelirinden yoksun kaldığı ve bunun tazminini talep ettiği de özellikle nazara alındığında, davacının söz konusu hukuki ilişkide tüketici saikiyle hareket etmediği, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacınının aşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca "Her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" bu Kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamından doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden" gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise "Mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem" olarak tarif edilmiştir.Bu nedenlerle, mal veya hizmet alımına dair bir ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında kabul edilebilmesi için, satıcı/sağlayıcı kişinin "Ticari veya mesleki amaçla hareket eden" bir kişi, mal veya hizmet alan kişinin ise ticari veya mesleki amaçla hareket "Etmeyen" bir kişi olması ve taraflar arasında sözleşme veya hukuki işlem bulunması gerekmektedir.Somut olayda; davacı vekili, davalı şirket ile davacı müvekkilinin 22/11/2012 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzaladıklarını, satış bedelini gecikme olmaksızın ödediğini, davalı tarafça satışı vadedilen bağımsız bölümün sözleşmenin 9. maddesinin 1. bendine göre en geç 2013 senesinin Aralık ayında yapılması gereken teslimatının yapılmadığını; bu nedenle davaya konu ofisin kiraya verilemediğini, ilgili bağımsız bölümün aylık kira rayicinin her geçen gün arttığını, teslim tarihi baz alındığında aylık kira getirisinin 1.800,00.-TL civarında olduğunu, en geç 30/06/2014 teslim tarihi baz alındığında dava tarihi olan 19/12/2014 itibarıyla 5 aylık kira mahrumiyetinin bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00.-TL'nin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacının 6502 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girmediği, yatırım amacının olduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.