MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R ... Köyü, (Beldesi) 154 ada 224 parsel sayılı taşınmaz “Hali Arazi” vasfıyla ve 1442,35 m² yüzölçümlü olarak tapuda ... adına kayıtlı iken, yörede 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu sırasında, 237 ada 1 parsel numarasıyla ve 2044,74 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulama kadastrosunun askı ilan süresi içinde sunduğu 21.02.2012 havale tarihli dava dilekçesiyle; dava konusu 237 ada 1 sayılı parselin 02.10.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın tamamının vasfının değiştirilerek orman vasfıyla ... adına tapuya tescili isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 237 ada 1 sayılı parselin tamamının orman alanı içerisinde kaldığının tespitine, tescil talebi yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, davalı Hazinenin temizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.12.2013 tarih ve 2012/12990 - 2013/12295 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda, Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle, yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdidi içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve orman niteliğiyle ... adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.” denilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece davacı ... Yönetiminin 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro tespitine itiraz yönünden talebinin kabulüne ve dava konusu 237 ada 1 sayılı parselin 30.10.2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 118,25 m² yüzölçümündeki bölümünün uygulama parselinden iptal edilmek suretiyle 237 ada 1 sayılı parselin 1926,49 m² yüzölçümlü olarak tapuya tesciline, mülkiyet iddiasına yönelik talep yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, uygulama kadastro tespitine itiraza ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 20.10.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, hükme dayanak raporu hazırlayan bilirkişilerin dosya arasındaki raporları 3402 sayılı Kanunun 22/2-a çalışmasının kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yönünden değil orman kadastro sınır noktalarının yenileme kadastrosu sırasında doğru yere konulup konulmadığı hususu ile ilgili olarak inceleme ve görüş içermektedir. Mahkemece de kesinleşmiş orman kadastro sınırı içinde kalan bölümün tapusunun iptaline karar verilmiştir. Ancak eldeki dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, davaya konu husus, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı bir başka anlatımla ilk kadastro paftası ile yenileme kadastro paftasının birbiri ile uyumlu olup olmadığı, uyumsuz ise yapılan düzeltmenin usulüne uygun yapılıp yapılmadığıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a madde uygulamasına itiraz davalarında, orman kadastro çalışması veya taşınmazın tahdit içinde olup olmadığı hususu dava konusu değildir. Her ne kadar davacı ... Yönetimi vekili tarafından taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde de bulunulmuş ise de, önceki bozma kararında belirtildiği gibi, bu iddiayı inceleme görev ve yetkisi genel mahkemelerde olup, uygulama kadastrosunun askı ilan süresi içinde açılan bu davada kadastro mahkemesinin görevi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi çalışması ile sınırlıdır, bir başka anlatımla ilk ve yenileme arazi kadastro paftaları bu tür bir davada inceleme konusudur yoksa orman kadastro haritası veya orman kadastro tutanaklarında tarif edilen orman kadastro noktalarının yerleri inceleme konusu değildir.Bu itibarla mahkemece, davanın konusu olmayan hususlarla ilgili incelemeyi içerir bilirkişi raporunun hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır. Ayrıca, kesinleşmiş orman tahdidi içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil talebi yönünden, mahkemece bir yandan görevsizlik kararı verilmesi, diğer yandan ise orman tahdidine dayalı olarak tapu iptal ve tescil kararı verilmesi de birbiri ile çelişkili olup görevsizliğe konu yapılan husus hakkında aynı zamanda karar verilmiş olduğundan verilen görevsizlik kararı hükümsüz hale gelmiştir. O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazı ve geniş çevresini gösterir yörede yapılan ilk kadastro çalışmasına ait orijinal arazi kadastro pafta örneği ile yine dava konusu ve taşınmazı ve geniş çevresini gösterir 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro paftasının orijinal örneği, kadastro müdürlüğünden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında iki harita mühendisi bilirkişi vasıtasıyla yeniden keşif ve inceleme yapılarak, yörede yapılan ilk arazi kadastro paftasının ölçeğini yenileme kadastro paftası ölçeğine harita çizim programları aracılığıyla eşitlendikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle 22/2-a çalışmasının 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı yapıldığı belirlenirse, bu aykırılığın neden kaynakladığı ve nerede yapıldığı hususlarını açıklayacak rapor alınıp şayet yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı aksi halde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine itiraz davası yönünden davanın reddine karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ile davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/12/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.