Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12352 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7302 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 2008 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü, 102 ada 331 parsel sayılı 1430,37 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak harnupluk ve zeytinlik vasfıyla davalı gerçek kişi adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili 01.03.2010 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 102 ada 331 sayılı parselin imar ve ihya edilmemiş, eğimi % 12’den fazla olan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık, çalılık ve kayalık arazi olup, kadastro sırasında zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşmadığı halde yolsuz tescil ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini iddia ederek dava konusu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve dava konusu 102 ada 331 sayılı parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından taşınmazın niteliği yönünden temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.Mahkemece davacı Hazinenin davası kabul edilerek taşınmazın orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmaz kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında kalmaktadır. Ancak, mahkemece taşınmazın niteliği yönünden birbiriyle çelişkili olan orman ve ziraatçı bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, önceki bilirkişiler dışında uzman orman, ziraat ve fen bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılmak suretiyle ve taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında kaldığı gözetilerek mevcut hali hazırdaki niteliği tereddütsüz bir şekilde belirlenip oluşacak sonuca uygun bir karar vermekten ibarettir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin taşınmazın niteliğine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19/12/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.