MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili dava dilekçesinde;müvekkili ...Yapı Kooperatifinin 25/12/1991 tarihinde satış ile edinme sebebiyle .... ilçesi, .... çiftliği 4 cilt, 350 sayfa numaralı 260 parsel sayılı 21.350 m2 yüzölçümlü tarla ve kargir çiftlik binası niteliğindeki taşınmazı iktisap ettiğini, Orman Genel Müdürlüğü tarafından müvekkili kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile orman olarak Hazine adına tescili, kooperatifin el atmasının önlenmesi ve üzerindeki tesis ve binaların kal'i istemleriyle .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2004/137 Esas - 2005/524 Karar numaralı dava kısmen kabul edilerek taşınmazın 14.890,48 m2'lik bölümüne ilişkin tapusunun iptal edildiğini, kararın onandığını, müvekkili Kooperatifin iptal edilen tapudan doğan zararların tazmin edilmesi için davayı açtıklarını, tapu iptalinden doğan zararların ve taşınmazın tapusunun iptal tarihi itibariyle rayiç değerinin, 5.000.-TL davalı tarafından müvekkili kooperatife ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 20/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat miktarını 14556,960.-TL’ye artırmış, ıslah harcını da yatırmıştır. Mahkemece, davacı yanın tazminat istemi ıslah dilekçesi ile birlikte değerlendirilerek davasının kabulü ile toplam 14.556.960,00.-TL tazminatın 5.000.-TL için dava tarihinden kalan kısım ise ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir ayni hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”Medeni Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup, Hazine Müsteşarlığının davalı sıfatı bulunmadığından Hazine Müsteşarlığı aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK.2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” hükmü uyarınca, somut olayda, Hazine müsteşarlığının davalı gösterilmesi ve Hazine Müsteşarlığının da Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de, davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir. Temsilcide yanılmanın hukuki yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.Davanın niteliğine göre, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan Hazine Müsteşarlığı hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Hazine Müsteşarlığı değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın davalı olarak sadece Hazine Müsteşarlığına yöneltildiğinden sözedilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re'sen gözetilerek, davanın Hazineye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı ... Müsteşarlığını temsilen Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.