Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12269 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15019 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin ... ili, .... köyü 281 parsel sayılı ve 20.750 m² taşınmazı tapu siciline güvenerek ve inanarak 27.04.2007 tarihinde 1/2 oranında malik olacak şekilde satın aldıklarını, taşınmaz satın alındıktan 4 yıl sonra bölgede yeniden kadastro çalışması yapıldığını, davacıların satın aldığı taşınmazın 107 ada 30 parsel olarak numaralandırıldığını, 20.750 m² olarak satın alınan yerin gerçekte 17.900,70 m² olduğunun tespit edildiğini, 2.849,30 m² küçülme meydana geldiğini, bu miktar taşınmazın dava tarihindeki ederinin m²'si 45 TL'den 112.018,50.-TL olduğunu, bu zarardan davalıların TMK'nın 1007. maddesi gereğince sorumlu bulunduklarını, davalılara başvuruya rağmen zararın ödenmediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL'nin 08.12.2011 başvuru tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.05.2015 günlü dilekçe ile dava değerini 56.986.-TL'ye ıslah etmiş ve bakiye harcını yatırmıştır.Mahkemece;Davanın ıslah da nazara alınarak kabulü ile; 56.986.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosu sonucu dava konusu taşınmazın yüzölçümünde azalma meydana gelmiş olup, mahkemece yapılan inceleme ve keşif sonrası düzenlenen raporlarda; yapılan uygulama kadastrosunun hatalı olduğu, kadastroca yapılacak çalışma ile bu hatanın düzeltilebileceği belirtilmiş olup,davacı tarafından 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan bu çalışmadan dolayı dava konusu taşınmazın eksilen kısmı için komşu parsellere karşı tapu iptali ve tescil davası açabileceği, bu davanın sonucunda ortaya çıkan duruma göre davacının zararının nereden kaynaklandığının tesptinden sonra tazminat talebinde bulunacağı gözetilmeden davanın esası hakkında karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/12/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.