MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı ... Yönetimi, davalı adına tapuda kayıtlı olan ... beldesi, 40 ada 4 parsel sayılı 340 m² yüzölçümündeki taşınmazın yörede 1938 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan ve Hazine adına tapuya tescil edilen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, 1950 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile muhafaza ormanı statüsüne alınması nedeniyle 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. madde ve 2/B madde uygulamalarına da konu edilmediğini ileri sürerek, davalı adına olan tapunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescili, davalının elatmasının önlenmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Orman Yönetimi tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine mahkeme kararı Dairemizin 2010/14881 Esas - 16843 Karar sayılı kararıyla “Davaya konu taşınmaz ile aynı orman kadastro sınır hattı içinde bulunan 38 ada 7 sayılı parsel hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/581 (Dairenin 2008/1800) sayılı ve yine 59 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 40 ada 11 sayılı parsel hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/583 (Dairenin 2008/17581) sayılı ve yine 40 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 34 ada 2 sayılı parsel hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/496 (Dairenin 2008/13365) sayılı ve yine 40 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 34 ada 6 sayılı parsel hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/362 (Dairenin 2009/2683) sayılı dosyalarında düzenlenen ve kararlara dayanak alınan bilirkişi raporlarında memleket haritasındaki bulgularla desteklenerek yapılan uygulama sonucu oluşturulan orman kadastro sınır hattı ile temyize konu dosyada yapılan bilirkişi uygulaması sonucu oluşturulan hattın uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde en doğru yol gösterici ilk orman kadastrosunun yapıldığı tarihi taşıyan hava fotoğrafı görüntüleridir. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle yukarıda numaraları yazılı dava dosyaları getirtildikten sonra dosya yeniden aynı bilirkişilere verilerek kendilerinden evvelce yaptıkları araştırma ve uygulamaya ve yukarıda numaraları yazılı ve Yargıtay denetiminden geçen dava dosyaları içindeki raporlar da gözönünde bulundurularak taşınmazın hava fotoğrafına yansıyan görüntülerinin açıklattırılması, bu belgelerde taşınmazın koyu renkli orman alanında kaldığının belirlenmesi halinde davacı ... Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmelidir” gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda yine davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine mahkeme kararı Dairemizin 2013/5589 – 9807 Esas – Karar sayılı kararıyla “Mahkemece bozma kararına uyulmakla Orman Yönetimi lehine usûlî kazanılmış hak doğmuştur. Buna rağmen, taşınmazın kesinleşmiş tahdidin dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi usûlî kazanılmış hakkın açıkça ihlali niteliğindedir. Diğer taraftan; davalı taşınmazın bulunduğu yerde aynı nitelikteki davalarda daha önce aplikasyon hattının doğru olduğu kabul edilerek aplikasyon hattına göre verilen kararlar Yargıtayca onanarak kesinleşmiştir. Böylece, aplikasyon hattının doğru olduğu kesinleşmiş yargı kararları ile kabul edilmiştir. Davalı taşınmaza komşu olan, 40 ada 2, 3, 7, 9 ve 11, 38 ada 7, 39 ada 1, 2, 3 ve 5 sayılı parseller hakkında Orman Yönetimi tarafından açılan davalar kabul edilmiş, temyiz üzerine Dairece onanarak kesinleşmiştir. Bu parsellerle aynı aplikasyon hattının içinde yer alan davalı taşınmazın tahdit dışında olduğu kabul edilerek kesinleşmiş yargı kararları ile belirlenmiş hukuksal duruma aykırı davranılması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan inceleme sonucunda davacının davasının kabulü ile dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, Mezarlık mevkiinde tapuda kayıtlı, 340 m2 yüzölçümlü arsa niteliğindeki 40 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın, davalı Yahsin oğlu ... adına olan tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1938 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince orman kadastrosu yapılmış, 03/03/1938 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak davacı ... Yönetiminin kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için eldeki davayı ikame ettiği anlaşıldığından davalının yargılama giderinden sorumlu tutulması ve aleyhine vekâlet ücreti hükmedilmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununa 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile eklenen 36/A maddesindeki düzenlemeye aykırıdır. Nevar ki, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin 3, 4, 5, 6 ve 7. bentleri hükümden tamamen çıkartılarak bunların yerine, “3402 sayılı Kanuna 6099 sayılı Kanun ile eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı ... yönetimi üzerinde bırakılmasına, yine aynı madde gereğince davacı ... Yönetimi lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/12/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.