MAHKEMESİ : Çameli Kadastro MahkemesiTARİHİ : 23/07/2013NUMARASI : 2013/10 - 2013/221Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında, ... Köyü 136 ada 1 parsel sayılı 4568.94 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ve (A) ile gösterilen 561.71 m2'lik kısmın orman niteliği ile Hazine adına, (B) ile gösterilen 4007.23 m2'lik kısmın tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline dair verdiği karar davacı Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.06.2009 gün ve 2009/8109 - 9846 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; bir örneği dosyada bulunan tahdit haritası ile bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide birbiri ile çelişkili olup, mahkemece bu yön üzerinde durularak çelişki giderilmemiştir. Tahdit haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamayacağı”na değinilmiştir.Davacı Hazine, birleştirilen 2007/92 Esas sayılı dava dosyasıyla taşınmazın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine136 ada 1 parselin tesbit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/02/2013 gün ve 2012/9965-1599 sayılı kararı ile ikinci defa bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Keşif sırasında dinlenen orman bilirkişi çekişmeli taşınmazın 1470,33 m2'lik kısmının orman sınırları dışında, 3104 m2'lik kısmının ise 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığını bildirmiştir. Ancak, rapora ekli tahdit haritası ile irtibatlı kroki dava dosyası içinde mevcut orman tahdit haritası ile örtüşmediği gibi çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2006 tarihinde yapıldığı anlaşılan daha önce orman kadastrosu yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tahdit haritası da dava dosyası içinde bulunmamaktadır. Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 2006 tarihinde yapıldığı anlaşılan daha önce orman kadastrosu yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirildikten sonra, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte tahdit haritası, 2/B madde uygulamasına ait harita ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazın yörede 1980 tarihinde yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde kalan ve orman sayılan kısımları ile orman kadastrosu sınırları dışında kalan kısımları kesin olarak belirlenmeli, 1980 tarihinde yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde kalan kısmı varsa Orman Yönetimi tarafından dava 23.11.2006 tarihinde açılmış olduğundan ve aplikasyon ve 2/B madde uygulaması 01.12.2006 tarihinde ilân edildiğinden bu kısma yönelik dava 2/B madde uygulamasına itiraza dönüşmüş olduğundan bu kısmın 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve 2/B madde şartlarını taşıyıp taşamadığı, 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği araştırılmalıdır.Bu şekilde yapılan araştırma ve inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın yörede 1980 tarihinde yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde kalan ve daha sonra 2006 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan kısmının 2/B madde şartlarını taşımadığı belirlendiği takdirde, bu kısmın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmelidir. Bu kısmın 2/B şartların taşıdığı belirlendiği takdirde ise, 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/4/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi değerlendirilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.] denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, çekişmeli taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölümünün 1980 yılında yapılan orman kadastrosunda orman niteliğiyle sınırlandırıldığı, 2006 yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamasında orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkartıldığı, (B) harfiyle işaretli bölümün orman tahdidi dışında orman sayılmayan yer olduğu ve üzerinde davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edime koşullarının oluştuğu, gerekçesiyle davacıların davasının reddine, çekişmeli taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 25.01.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 01.12.2006 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmeyen, daha önce orman kadastrosu yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Mahkemece bozma ilâma uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Hükmüne uyulan bozma kararında çekişmeli taşınmazın yörede 1980 tarihinde yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde kalan ve orman sayılan kısımları ile orman kadastrosu sınırları dışında kalan kısımları kesin olarak belirlenmesi, 1980 tarihinde yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde kalan kısmı varsa Orman Yönetimi tarafından dava 23.11.2006 tarihinde açılmış olduğundan ve aplikasyon ve 2/B madde uygulaması 01.12.2006 tarihinde ilân edildiğinden bu kısma yönelik davanın 2/B madde uygulamasına itiraza dönüşmüş olduğundan bu kısmın 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve 2/B madde şartlarını taşıyıp taşamadığı, 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediğinin araştırılması gerektiği, ayrıca, bu bölümün 2/B şartlarını taşıdığı belirlendiği takdirde 6292 sayılı Kanunun değerlendirmesi gereğine değinilmiş olmasına rağmen, 1980 yılında orman sınırları içinde iken 2006 yılında 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı belirlenen (A) harfiyle işaretli bölümün 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği araştırılmamıştır. Ayrıca 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz 6831 sayılı Kanunun Ek 10. maddesi uyarınca özel mülkiyete konu olamayacağından, çekişmeli taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölümünün kişi adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile getirilen (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünden, doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerekir. Her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin Kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur.Kanunda tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169. ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi Kanunlarla korunamaz.O halde; uzman orman bilirkişisinin, 6831 sayılı Kanunun 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağını gözönünde bulundurarak, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini göz ardı etmeden, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olguları tartışması ve taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekir.Yapılan araştırma neticesinde çekişmeli taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölümünün bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmediği belirlendiği takdirde, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi, orman niteliğini yitirip 2/B şartlarını taşıdığı belirlendiği takdirde, Dairenin 21/02/2013 gün ve 2012/9965 - 1599 sayılı bozma ilâmında belirtildiği şekilde 6292 sayılı Kanun görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/01/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.