Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12111 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10137 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13/12/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili, 19/09/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile ... mevkii 1167 parsel sayılı 13.900 m2 taşınmazın, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucunda, .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/262-2010/222 sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000.-TL'nin tapunun Hazine adına tesciline ilişkin hükmün kesinleştiği 22/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 19/01/2016 tarihli, harçlandırılan dilekçe ile dava değerini 1.153.755.-TL olarak ıslah etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 1.153.755.-TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleşme tarihi olan 22/07/2010 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hukuksal dayanağını kusursuz sorumluluktan alan ve kusura değil tehlike prensibine dayanan davada, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince, davacının zararından davalı Hazine sorumludur. Buna göre, davalı Hazinenin sorumlu bulunduğu tazminat miktarı belirlenirken, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunludur. Zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da o miktarda olmalıdır. (HGK’nın 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. 125 K., 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 427 K., 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E /668 K. sayılı ilamları).Bu açıklama ışığında; davacıların zararı; tapu kaydının iptal edildiği tarihte oluşmuştur. O halde, somut olaydaki gerçek zararın da, taşınmazın tapu kaydının iptaline dair mahkeme kararının kesinleştiği 22.07.2010 tarihine göre belirlenmesi gerekmektedir. Ne var ki; hükme dayanak alınan raporu hazırlayan bilirkişiler taşınmazın değerini davanın açıldığı 2014 yılı verilerine göre belirlemişler, daha sonra bu değeri 2010 yılına oranlamışlardır. Bundan başka yine bilirkişilerce taşınmazın niteliği tarla olarak vasıflandırılmış ise de değerlendirmeye esas alınan ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle rapor denetlenmemiş, yine ilk raporda % 50, ikince raporda ise % 250 oranında objektif değer artışı uygulanmıştır. Karara dayanak alınan bilirkişi raporu; tazminata konu taşınmazın değerini belirlemeye yeterli ve denetime elverişli olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, mahkemece, yeniden yapılacak keşifte, konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, taşınmazın sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek; varsa üzerindeki mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınmak suretiyle, gerçek zarar saptanmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.350,00' şer.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye; Hazineden alınarak davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/12/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.