Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11996 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10005 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ...İnş. Tic. ve San. A.Ş ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili 04/12/2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin 9361 ada 1 ve 9375 ada 4 parsel sayılı taşınmazları inşaat yapmak için satın aldığı, daha sonra Orman Yönetimi tarafından tapu kayıtlarının beyanlar hanesine orman şerhi konulduğunu, bu şerhlerin kaldırılması için dava açtıklarını, açtıkları dava sırasında taşınmazların imar uygulaması ile ifraz edilerek 9361 ada ve 9375 ada 8 parsele dönüştüklerini, açtıkları dava sonunda mahkemece 9361 parselin tamamının, 9375 ada 8 parselin ise 1168,18 m² bölümünün orman olduğu kabul edilerek davalarının reddedildiğini, bu suretle müvekkilinin toplam 3809,65 m² yüzölçümünde taşınmazın üzerinde yapmak istediği en az 50 daire kaybı bulunduğunu ve müvekkilinin uğradığı bu zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 500.000,00.-TL maddi tazminatın sataşmanın olduğu tarihten itibaren işleyecek işletme faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 05/12/2014 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 1.333.272,50.-TL’ye yükseltmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve 1.333.272,50.-TL maddi tazminatın, 27/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı şirket ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle doğduğu iddia edilen zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir. Tazminat isteğine dayanak ... Köyü (Mahallesi) 9361 ada 1 ve 9375 ada 4 parsel sayılı sırasıyla 7764,27 m² ve 8523,09 m² yüzölçümündeki taşınmazlar tapuda “arsa” vasıflarıyla davacı şirket adına kayıtlı iken yörede 16/04/2009 tarihinde ilan edilen orman tahdidi ile kısmen orman tahdidi içine alınmış, tapu maliki şirket vekili tarafından 10/03/2010 havale tarihli dilekçeyle 10 yıllık süre içinde orman tahdidine itiraz, tapunun beyanlar hanesindeki orman şerhlerinin silinmesi istekleriyle dava açılmış, açılan bu davanın yargılaması sırasında dava konusu parsellerin orman tahdidi içinde kalan bölümleri ifraz edilerek sırasıyla 9361 ada 1 parselin tahdit içinde kalan bölümü 2641,47 m² yüzölçümlü olarak 9361 ada 3 parsel sayısını, 9375 ada 4 parselin tahdit içinde kalan bölümü ise 3004,04 m² yüzölçümlü olarak 9375 ada 8 parsel sayısını almış, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 08/04/2011 tarih ve 2010/135 – 2011/177 sayılı kararla davacı şirket tarafından açılan bu davanın reddine karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 15/12/2011 tarih 2011/10502 – 14913 sayılı kararıyla, 9361 ada 3 sayılı parselin tamamı ile 9375 ada 8 sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 1168,18 m² yüzölçümündeki bölümünün eski tarihli resmi belgelerde orman olduğu belirtilerek bu taşınmaz ve taşınmaz bölümü yönünden hüküm onanmış, tazminata dayanak bu parsel ve parsel bölümü hakkındaki bu karar onama kararından sonra karar düzeltme yoluna gidilmeksizin 29/02/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra 2641,47 m² yüzölçümlü 9361 ada 3 parsel tapu maliki şirketin isteğiyle kamuya terk edilmiş ve 24/05/2013 tarih ve 8897 yevmiye numarasıyla orman vasfıyla ... adına tapuya tescil edilmiştir. Yine 9375 ada 8 sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 1168,18 m² bölümü 24/05/2013 tarih ve 8896 yevmiye numarasıyla 9375 ada 8 parselden ifraz edilerek 9375 ada 9 parsel sayısını almış ve yine tapu maliki şirketin isteğiyle kamuya terk edilmiş ve 24/05/2013 tarih ve 8903 yevmiye numarasıyla orman vasfıyla ... adına tescil edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK'nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden yasal faiziyle tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı tarafın malvarlığında oluşan gerçek zarara ilişkin tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihi zararın meydana geldiği tarihtir. Somut olayda, tapu kaydı mahkeme kararıyla iptal edilmediğinden, zarar tapu maliki şirketin isteğiyle kamuya terk ile mülkiyetin kaybedildiği 24/05/2013 tarihi olup, değerlendirme tarihi ve faiz başlangıcında bu tarihin esas alınması gerekirken, dava dışı 9375 ada 8 parsel sayılı taşınmaz krokide (B) harfi ile gösterilen bölümü hakkındaki mahkeme kararının kesinleşme tarihi olan 27/06/2012 tarihinin esas alınması doğru olmamıştır. Ne var ki, davacı şirket vekili tarafından taşınmazın değerine yönelik bir temyiz talebi bulunmadığından değerlendirme tarihi olarak 27/06/2012 tarihinin esas alınması bozma nedeni yapılmamış, ... vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazları yerinde ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.Bu nedenle hükmün birinci bendinin ikinci satırında faiz başlangıç tarihi olarak yer alan “… 27/06/2012 …” tarihi kaldırılarak, yerine “… 24/05/2013 …” tarihi yazılması sureti ile düzeltilmesine ve hükmün (6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla) HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.