İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı gerçek kişi, 31/12/2009 tarihli dilekçesinde, ...mahallesi 2252 sayılı parseli tapuya güvenerek adına kayıt ettirdiğini, tapuya kaydı sırasında orman ya da 2/B belirtmesi bulunmadığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ...E. - ...K. sayılı kararıyla, taşınmazın orman olduğu iddiasıyla açılan tapu kaydının iptali ve ... adına tescili davasının kabulüne, tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle ... adına tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiğini, bu şekilde zarar oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000.00.-TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı yönetimden tahsiline karar verilmesini istemiş, 26/11/2010 tarihli dilekçe ile talebini 179.769.-TL olarak ıslah etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü yolunda verilen karar, davacı gerçek kişi ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/05/2012 gün ve ... E. - ...K. sayılı bozma kararında özetle; [Medenî Kanunun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, “Tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar" doğmuş olmalıdır. Somut olayda, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesiyle bir zarar oluştuğu kabul edilebilirse de, 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun “ 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmaz hakkında dava açılamayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmaz hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı, ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmaz ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanunî mirasçılarına iade edileceği; aynı Kanunun 7. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan, tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmaz hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının bu sürenin bitimiyle birlikte sona ereceği, bu kişilerin idareden başkaca talepte bulunamayacakları, hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları öngörülmektedir. Tapusu iptal edilen taşınmazın, 6292 sayılı Kanunun sözü edilen hükümlerine göre tekrar tapu sahibine iade edilmesi halinde, davacı tarafın zararı izale edilip, tazminata hükmedebilmek için zorunlu unsur olan zarar gerçekleşmeyeceği için, taraflara yasadan kaynaklanan yetkilerinin kullandırılması ve sonucuna göre işlem yapılması için, yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmektedir.] denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan ve davacının 6292 sayılı Kanun gereğince idareye bir müracaatının olmadığı, taşınmaz devlet ormanı olarak tapuya tescil edildiğinden 6292 sayılı Kanunun 7. maddesine göre iadeye tabi olmadığı da belirlendikten sonra, davanın kabulüne, 179.769,00.-TL'nin tapu iptali kararının kesinleştiği 13/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın Medenî Kanunun 1007. maddesine göre tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; TMK 1007. maddeden kaynaklanan tazminat davalarına da uygulanan Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin üçüncü fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak dördüncü fıkra gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek değer tespiti yapılması gerekmektedir.Emsalin, dava konusu taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya değer tespitine esas alınan tarihe yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve daha önceki tarihlerde satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu Üretici Fiyat Endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra, dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmak, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmek suretiyle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın gerçek değeri tespit edilebilir.Mahkemece, emsal araştırması yapılarak, emsal kayıtları getirtilmiş ve bilirkişi raporunda 3 numaralı taşınmaz olarak gösterilen ve imar parseli olan ... Köyü 6671 ada 14 parsel sayılı 310 m² taşınmaz somut emsal kabul edilerek değeri tespit edilmiş, bu değerden - dava konusu taşınmaz kadastro parseli olduğu için - % 40 DOP kesintisi düşüldükten sonra, bulunan değer arsa değeri kabul edildikten sonra, dava konusu taşınmazla herhangi bir karşılaştırma yapılmadan, daha mı değerli, daha mı değersiz olduğu tartışılmadan, ikisinin değeri eşit kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.Doğru sonuca varılabilmesi için, tarafların göstereceği ya da re'sen belirlenecek emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra 2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanun ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince, sadece satış değeri değil; emlak vergi değerleri de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırmasında gözönünde tutulmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin, tapu iptali kararının kesinleştiği 2009 yılı itibariyle emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerleri ve satış değerleri karşılaştırılarak, birbirine göre üstün ya da eksik yönleri tartışılmalı, değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin nedeni açıklanmalı, buna göre bir hesaplama yapılarak karar verilmelidir.Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.