MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RÇekişmeli Yenikurudere Köyü 750 parsel sayılı, 1949,56 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliği ve beyanlar hanesine "Bu taşınmaz üzerindeki kiraz ağaçları ...... oğlu ...'a aittir" şerhi düşülerek; 751 parsel sayılı, 278,16 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliği ve beyanlar hanesine "Bu taşınmaz üzerindeki kiraz ağaçları ............ Kızı .............'a aittir" şerhi düşülerek Hazine adına 2001 yılında tapuya kaydedilmişlerdir.Davacı, taşınmazların kendisine ati olduğu iddiasıyla ayrı ayrı dava açmış, ayrı açılan davalar birleştirildikten sonra, mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 750 ve 751 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.Yenikurudere Köyünde dava tarihinde önce 3116 sayılı Kanuna göre 1953 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve daha sonra 6831 sayılı Kanuna göre 1996 yılında başlanıp, 23/01/1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro haritası ve tapulama paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu orman bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 1998 tarihinde kesinleşen aplikasyona göre orman kadastro sınırları dışında olduğu belirtilmiş ise de taşınmazıların bulunduğu yerde yapılan ilk tahdid olan 1943 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun haritalarının getirmediği ve bilirkişilerce uygulanmadığı, bu hali ile raporun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, 751 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde ismi geçen .............'ın davada taraf yapılmadan hüküm kurulması da usul ve kanuna aykırıdır.Bu nedenle; öncelikle mahkemece, 751 sayılı parsel yönünden .............'ı davaya dahil edilerek taraf oluşturulmalı, ondan sonra işin esasına girilerek, çekişmeli taşınmazların yer aldığı orijinal arazi kadastro paftası, 1953 yılında ve 1998 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro işlemlerine ilişkin tüm tutanaklar ve haritalar getirtilip, önceki bilirkişiler dışında; bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 15-20 adet orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların ayrı ayrı tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; aplikasyon veya yeni bir orman sınırlamasıyla önceki orman sınırlarının daraltılamayacağı gözönünde bulundurulmalı, ilk orman kadastrosundaki ölçü teknikleri ile ve eski tarihli memleket haritasında bulunan sabit noktaların bulundukları yerler zeminde tespit edilip, orman sınır noktaları birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunmaması halinde ise, nedeni üzerinde durularak yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, zeminde halen var olan ve en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman kadastro tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek birer birer arazide bulunup röperlenmeli, memleket haritası örneği üzerinde gösterilmelidir. 1953 yılı orman kadastro tutanak ve haritası zemine uygulandıktan sonra aynı yöntemle 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulamasına ilişkin çalışma tutanak ve haritası uygulanmalı, memleket haritası üzerinde gösterilmeli, çelişki varsa nedenleri açıklattırılmalı, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, anlatılan yöntemle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA 04/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.