MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı taraf, tapu sicilinde adına kayıtla bulunan 3. şahıstan tapuda satış yoluyla devraldığı ... köyünde kain 11701,00 m² miktarındaki 471 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına taşınmazı satın aldıktan (09.03.2005) sonraki bir tarihte (18.10.2010) Orman İdaresi tarafından satılamaz şerhi konulduğunu, söz konusu şerhten taşınmazı 3. şahıslara satmak istediği 06.07.2011 tarihinde haberdar olduklarını, her ne kadar taşınmazın tapusu iptal edilmese dahi konulan bu şerh nedeni ile mülkiyet hakkının her yönden sınırlandığını ve tapunun hukuken geçersiz hale geldiğini belirterek uğradığı zararın ödetilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davalı Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 28.05.2013 tarih ve 2013/3867 - 2013/10927 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir . Hükmüne uyulan bozma kararında özetle;" Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının dava konusu taşınmaza 09.03.2005 tarihinde satın almak suretiyle malik olduğu, taşınmazın tapu kaydı üzerine 03.01.2010 tarihinde -eylemli orman haline dönüşmüştür- şerhi konulduğu, daha sonra 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince yapılan çalışmalar sonucunda taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmış olduğu ve 18.10.2011 tarihinde de taşınmazın tapu kaydı üzerine "6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır" şerhinin konulduğu anlaşılmıştır. 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki Kanunun "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerinde 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılamayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı işlem yapılacağı, ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazların ise ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması halinde bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edileceği; aynı Kanunun 7. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının, bu sürenin bitimiyle birlikte sona ereceği, bu kişilerin idareden başkaca talepte bulunamayacakları, hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları öngörülmektedir. Dava konusu taşınmaz halen davacı adına kayıtlı olup, anılan maddeye göre de taşınmazın tapu kaydı üzerindeki şerhin terkin edilerek tescilinin davacı adına aynen devam etmesi söz konusu olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir.” denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.