Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1188 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8205 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ............... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında ....... İli, ..... ...... Köyü, 119 ada 33 parsel sayılı 3375,10 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı adına tesbit edilmiştir.Davacı ..............., 3402 sayılı Kanunda açıklanan zilyetlikle kazanma koşullarının davalı yararına gerçekleşmediğini iddia ederek, tesbitin iptali ile taşınmazın ............... adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır. ... vekili, dava dilekçesi ile; dava konusu taşınmazın, müvekkil ve diğer mirasçılara babaları ............'den miras olarak kaldığını, diğer mirasçıların taşınmazdaki paylarını müvekiline sattığını iddia ederek, tesbitin iptali ile taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmış; Kahramanmaraş Kadastro Mahkemesinin 2011/444 Esasına kaydedilen davada 09.03.2012 tarih ve 2012/25 K. sayılı karar ile mahkemenin yukarıda belirtilen esası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.Mahkemece davacı ... ...............sinin davasının kabulüne, taşınmazın tespitinin iptali ile ... adına tapuya tesciline, birleşen dosya davacısının davasının reddine karar verilmiş, birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/11/2013 tarih ve 2013/6421 - 9778 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, bir fen elemanı ile ziraat bilirkişisi eliyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, tarım uzmanı bilirkişisi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı araştırılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, birleşen dosya davacısı ve murisi yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ...............nin davasının reddine, birleşen dosya davacısı ...'nün davasının kabulüne, 119 ada 33 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile ... adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm ............... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Dava konusu yerde, 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu 22.09.1996 tarihinde, 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca yapılan orman kadastro düzeltme çalışmaları ise 03.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz, orman tahdit hattının dışında kalmıştır. Çekişmeli taşınmaz yönünden ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Raporu hükme dayanak alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın imar ve ihya yapılmadığı, zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, taşınmazın 30 yıla aşkındır kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Zilyetliğin iktisap sağlayabilmesi için aralıksız sürmesi gerekir. Uzun süreli kullanmama terk anlamı taşır. Taşınmazın 30 yıl gibi uzun bir süre kullanılmamış olması karşında zilyetliğin iradî olarak terk edildiğinin kabulü zorunludur. Bu nedenle, davacı ...............nin davasının kabulü gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ...............nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 04/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.