Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1186 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14723 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü: K A R A R 1954 yılında yapılan tapulama sırasında ... köyü ... parsel sayılı 2.500 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Aralık 1944 tarih 90 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak Durmuş Kaş adına tespit ve tescil edilmiş, intikal ve pay temliki yoluyla davalıya geçmiştir. Davacı Orman Yönetimi; ... parsel sayılı taşınmazın 2005 yılında yapılarak kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını belirterek orman tahdidi içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece; çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla birlikte eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine Dairenin 25.03.2015 gün ve 2014/9503 E. 2015/2051 K. sayılı kararıyla bozulmuştur. Bozma kararında özetle "...Askı ilan süresi içinde itiraz edilmediği için kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın, 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacak tahdidin iptali davası ile orman kadastrosundaki niteliği iptal edilmedikçe orman sayılan yerlerden olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, ancak dosyaya getirtilen orman kadastrosuna ilişkin belgeler arasında askı ilan tutanağının bulunmadığı gibi 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davalı tapu maliki tarafından orman kadastrosunun iptaline yönelik bir dava açılıp açılmadığınında araştırılmadığı, bu nedenle tahdide ilişkin askı ilan tutanağı getirtilip, tahdidin iptaline yönelik bir dava açılıp açılmadığı araştırılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi ..." gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, direnme kararı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman tahdit haritasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Dairenin bozma kararı üzerine yapılan duruşma sırasında davalı gerçek kişi Kadastro Mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davası açtığını, ancak görevsizlik kararı verildiğini belirterek ... Kadastro Mahkemesinin 2015/30 E-2016/2 K sayılı karar suretini sunmuştur. Anılan karar incelendiğinde; davalı gerçek kişinin 18.09.2015 tarihinde Orman Yönetimi aleyhine çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle orman kadastrosuna itiraz davası açtığı, mahkemece orman kadastrosunun 19.09.2005 tarihinde askıya çıktığı, 16.03.2006 tarihinde kesinleştiği, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı gerçek kişi tarafından 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası, orman tahdidinin kesinleşmesini önler. 6100 sayılı HMK'nın 165. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır. O halde mahkemece; davalı gerçek kişi tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasının HMK'nın 165.maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Dairenin 25.03.2015 gün ve 2014/9503 E- 2015/2051 K. sayılı bozma KARARININ KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin hükmünün açıklanan nedenden ötürü BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 16/02/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.