Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11589 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10916 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki davada .... 2. Asliye Hukuk ve .... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın müvekkiline ait çekici ve römorka çarptığını, çekicinin hasar gördüğünü, römorkun hurda olduğunu, römorkla taşınan yeni araçların zarar gördüğünü, bu araçların hasarları değer kaybı, çekme ve nakliye giderleri ve kazanç kaybı bedeli toplam 67.513,95.-TL zarar meydana geldiğini, davalının sigorta şirketleri tarafından 42.934.-TL ödeme yapıldığını belirterek 24.579,95.-TL tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.02.2009 gün ve 2006/196 - 2009/21 sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22/02/2011 gün ve 2010/7311 - 2011/1470 sayılı kararı ile inceleme eksikliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Bozma ilamına uyan mahkemece “...davanın ticari dava niteliğinde olduğu, HSYK'nın 23.07.2015 tarih 1157 sayılı kararıyla ....'de müstakil asliye ticaret mahkemesinin kurulup 07.09.2015 tarihinde faaliyete geçtiğinden davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir..... Asliye Ticaret Mahkemesi ise; "...davanın 6102 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin işbölümü ilişkisi olduğu, davalıların işbölümü itirazında bulunmadıklarından davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Kanunun 5. maddesinde "...Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.Şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır.İkinci fıkrada yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir. İtiraz varit görüldüğü takdirde dosya ilgili mahkemeye gönderilir; bu mahkeme davaya bakmaya mecburdur; ancak, davanın mahiyetine göre tatbiki gerekli usul ve kanun hükümlerini tatbik eder. Ticari bir davanın hukuk mahkemesi, ticari olmayan bir davanın ticaret mahkemesi tarafından görülmesi hükmün bozulması için yalnız başına kafi bir sebep teşkil etmez.Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi oldukları müddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir.Dava tarihi itibariyle yürürlükteki 6762 sayılı TTK uyarınca ayrı ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki (görev değil) işbölümüne ilişkindir. Dava tarihinde ....'de ayrı ticaret mahkemesi bulunmayıp, HSYK'nın 23.07.2015 tarih 1157 sayılı kararıyla ....'de müstakil asliye ticaret mahkemesi kurulup 07.09.2015 tarihinde faaliyete geçmiştir. Dava tarihinde müstakil asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından iş bölümü itirazından sözedilemez. Ancak 6102 sayılı TTK'nın geçici 9. maddesinde "Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.Davacı ve davalı şirketler tacir olup, tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşıldığından, ticari dava niteliğinde olan somut olayda 6102 sayılı TTK'nın geçici 9. maddesindeki özel düzenleme sebebiyle .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.