Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11513 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10139 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Orman Yönetimi, ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı, 16.01.2008 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ilçesi ... köyünde bulunan 129 ada 40 parsel numaralı taşınmazın bir kısmının aynı yerdeki 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi sebebiyle yüzölçümünün küçüldüğünü ve tespitin hatalı olduğunu belirterek bu taşınmazlara ait kadastro tespitinin iptalini ve 129 ada 41 sayılı parsel içerisinde bulunan ve kendi kullanımında olan kısmın da 129 ada 40 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 129 ada 41 sayılı parsel sayılı taşınmazın dosyada mevcut fen raporuna ekli kroki 2 de (A) harfi ile kırmızı çizgilerle gösterilen 3578,82 m2 lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile iptal edilen bu kısmın dava konusu ... ili ... ilçesi ... Köyü ... mevkiinde kain 129 ada 40 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle toplamda 5416,59 m2 yüzölçümüyle tarla vasfıyla davacı adına tespit ve tesciline, fen raporunda 5305.06 m2 yüzölçümüne sahip kısmının ise tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine, Orman Yönetimi, ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.3402 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında 129 ada 40 parsel sayılı taşınmaz 1837,77 m2 olarak davacı adına tespit edilmiş, 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaz ise 8883,88 m2 olarak davalılar ... ve ... adına tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda dava konusu taşınmazların %5-10 arasında eğime sahip olduğu, memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman olmayan açık renkli alanda kaldığı, amenejman planında ise ocak alanı içerisinde kaldığı ve 18.10.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastro çalışmalarında söz konusu taşınmazların orman sınırları dışında kaldığı tespit edilmiş, keşif esnasında dinlenen tespit bilirkişisi ve senet tanıklarının beyanları ile davaya konu 129 ada 41 parsel sayılı taşınmazın davalılarla ilgisi olmadığı ve taşınmazın...'a ait olduğu, bu şahsın ise vefatından sonra mirasçılarının da dava konusu 129 ada 41 sayılı parseli kullanmadığı ve yaklaşık 30 yıldır dava konusu taşınmazın kullanılmadığı kabul edilmiş, dosya arasında bulunan harici satış senedi ve senetteki yüzölçümü dikkate alınarak davacının babasından ekli zilyetlikle birlikte kullanımında olan alanın toplamda 5416,59 m2 olduğu ve 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaz içinde bulunan 3578,82 m2lik bölümün de davacı adına tespit ve tesciline karar verilmiş, dava konusu 129 ada 41 parsel sayılı taşınmazın 5305.06 m2lik kısmı için ise 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. maddesinde yer alan zilyetlikle kazanma koşulunun davalılar için oluşmadığı tespit edilerek bu bölümün tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiştir.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre, dava konusu taşınmaz 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaz olup bu parsel davalılar ... ve ... adlarına 1/2 pay ile tespit edilmiştir. Eldeki davanın sadece tespit maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Hazine ve Orman yönetimi tespit maliki olmadığına göre davada taraf sıfatları bulunmamaktadır ve davaya dahil edilmiş olmaları kendilerine taraf sıfatı kazandırmayacaktır.6100 sayılı HMK'nın 26. maddesi gereğince hakim taleple bağlıdır ve bu ilke gereğince davanın taraflar arasında görülüp sonuçlanması zorunludur. Mahkemece talep aşılarak 129 ada 41 sayılı parselin bir kısmının açılmış bir davası olmadığı ve somut olayda 3402 sayılı Kanunun 30/2. Maddesinin uygulanmasının da sözkonusu olamayacağı gözetilmeden dava dışı olan Hazine adına tespit ve tescili doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 30/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.