Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11410 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8535 - Esas Yıl 2013





Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.Taraflar arasındaki tapu siciline kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 11.12.2012 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı S.S. Ç.İş Tatil Köyü Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.10.2013 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşmalı temyiz eden vekili ile davacı Kooperatif Yönetim Kurulu Üyeleri Kamil ve Ali geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:Davacı vekili, 24.12.2013 havale tarihli dilekçe ile; Kemer Köyü, Kobak Çiftliği Mevkii, cilt 167, sayfa 22, sıra 8'de tapu siciline tescilli 3.366,000 m² yüzölçümlü taşınmazda davacı Kooperatifin de hissedar olduğu, kadastro çalışmaları sırasında bu yüzölçümü ile tescil edildiği, ancak, Biga Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 1987/700 Esas sayı ile açılan ortaklığın giderilmesi davasında yapılan keşif sonucunda yüzölçümünün 5.699.639,96 m² olduğunun tesbit edildiği, bu farkın tavzih sınırlarını aştığı, sulh hukuk mahkemesince yüzölçüm farklılığının giderilmesi için taraflarına süre verildiği iddiasıyla tapu kaydının yüzölçümünün 5.699.639,96 m² olarak düzeltilmesi istemiyle sulh hukuk mahkemesine dava açmış, mahkemece dava konusu taşınmazın değeri itibariyle görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.Davacı vekili, 15.04.2008 havale tarihli dilekçe ile, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 6.990.000 m² olarak düzeltilmesi istemiyle dava dilekçesini ıslah etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve Çanakkale İli, Biga İlçesi, Kemer Köyü, Kobak Çiftliği, Mevkiinde kain cilt 167, sayfa 22, sıra no 8'de tapuya kayıtlı taşınmazın bilirkişilerin 06.06.2011 tarihli raporları ve krokide (B)=262.571,74 m² olarak sınırlandırılmasına, kalan kısmın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının yüzölçümünün düzeltilmesi istemine ilişkindir.Yörede 6831 sayılı Kanuna göre 1992 yılında yapılıp 22.04.1993 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve aynı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde çalışması bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde tapulama çalışmaları 1975 yılında yapılıp kesinleşmiştir.Mahkemece, dayanak tapu kaydının zeminde çok geniş bir alanı kapsadığı, kapsadığı alan içinde kalan ve fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün orman niteliğinde bulunduğu, bu bölümün 4785 sayılı Kanun ile devletleşen yerlerden olduğu, 5658 sayılı Kanun kapsamında iadeye tâbi bulunan yerlerden olmadığı kabul edilerek dayanak tapu kaydının (B) bölümü olmak üzere 262.571,74 m² olarak sınırlandırılmasına, geriye kalan bölümün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. Davacı, 3.366.000 m² yüzölçümlü olarak Kobak Çiftliği Mevkii, cilt 167, sayfa 22, sıra 8 sayısında tapu siciline kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün arttırılması için 2644 sayılı Kanunun 5520 sayılı Kanunla değişik 31. maddesi uyarınca dava açmıştır. Anılan maddeye göre, taşınmaz malların yüzölçümü tapu sicilinde yazılı miktardan fazla olduğu hallerde bu fazlalığın bitişik araziye elatmaktan ileri gelmediği ve sınırlarında bir değişiklik olmadığı mahkemece tesbit edildiği takdirde, taşınmazın gerçek yüzölçümünün tapu siciline yazılmasına karar verilir. Bu nedenle, tapu kaydı kapsamında orman, dere gibi taşınmazlar bulunduğundan Hazine ve Orman Yönetimine husumet yaygınlaştırılmalı, komşu köylere ait kadastro paftaları getirtilmeli ve dava konusu taşınmazın bulunduğu köye ait kadastro paftası ile çakıştırmalı, kapsadığı alanın kadastroca tesbit edilip edilmediği, edilmiş ise tesbit gördüğü köy veya köyler belirlenerek tesbit gördüğü kadastro tutanakları, tescil harici bırakılmış ise hangi nedenle tesbit harici bırakıldığı belirlenmeli, yine kadastro parsellerine sınır ise, komşu taşınmaz kayıtlarının uygulanması ve komşu taşınmaz maliklerinin dinlenmesi, dinlenme olanağının bulunmadığı durumlarda davanın niteliğini açıklayan ve yargılamaya katılmadıkları takdirde, davacı ile aralarında sınır çekişmesi olmadığını kabul ettiklerini belirtir şekilde açıklamalı davetiye çıkarılması suretiyle ilgili gerçek veya tüzel kişilere husumet yaygınlaştırılmalı ve dava konusu taşınmaz ile sınır uyuşmazlığının bulunup bulunmadığının saptanmalı, yüzölçümü miktarı daha önce hükmen değiştirilmemiş tapulu taşınmazlar için miktar düzeltimi istenebileceği gözönüne alınarak, yüzölçümünün arttırılması istenen tapu kaydı dayanakları ile birlikte getirtilmeli, tesbit edilen komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, üç ziraat mühendisi ve üç harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu eliyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, öncelikle memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planında; taşınmazın öncesinin ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte uygulanmalı, gitti kayıtlarının yüzölçümlerine ve sınırlarına bakılmalı, bir değişiklik varsa bunun dayandığı belgeler incelenmeli, doğru ve kanunî bir nedeni olup olmadığı araştırılmalı, doğru esasa dayanmıyorsa ilk tesisindeki sınırlara itibar edilerek tapu kaydının sınırları belirlenmeli, bu belirleme sırasında Türk Medenî Kanununun 719. maddesi uyarınca fennî esaslara uygun olarak düzenlenen, gerçek duruma ters düşmeyen bir haritanın varlığının saptanması halinde öncelikle taşınmazın yüzölçümünün belirtilmesinde sınırlara değil haritaya itibar edilmesi gerektiği gözardı edilmemeli, bilinmeyen sınırılara ilişkin olarak taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, komşu taşınmazlara ilişkin, tapu veya vergi kaydı bulunması halinde bu kayıtlar da uygulanarak, dava konusu taşınmazı ne şekilde okudukları saptanmalı, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, tapu sınırları, kadastro paftası sınırları ayrı renkli kalemle çizilmiş krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, tapu kaydının sınırlarının değişken nitelikte olup olmadığı belirlenmeli, değişken nitelik arzetmesi halinde tapu kaydında yazılı miktara değer verileceğinden, bu nitelikteki kayıtlarda miktar düzeltme olanağı bulunmadığı düşünülmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.Kabule göre de, mahkemeye açılan davanın 2644 sayılı Kanunun 5520 sayılı Kanunla değişik 31. maddesi uyarınca açılan tapu kaydının yüzölçümünün arttırılması davası olduğu halde ve tapu kaydının iptali için açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, taleple bağlılık ilkesi aşılmak suretiyle tapu kaydının bir kısmının iptali ile orman niteliğiyle tesciline karar verilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 990.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Yargıtay temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 990.- TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 10/12/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.