Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11403 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8162 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29/11/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile diğer taraftan Hazine vekili Av.... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar vekili, 30/06/2011 tarihli dava dilekçesi ile ... ili, .... ilçesi, ... köyünde bulunan dava dilekçesinde yazılı 181 adet taşınmazın, tapuda resmi senet ile ...'e satıldığını, daha sonra taşınmazların maliki... tarafından satış senedinin kendisi tarafından imzalanmadığı, sahte olduğu iddiası ile ... aleyhine tapu iptali ve tescil davası açılması nedeniyle, tapu senedindeki imzaların sahte olduğu gerekçesiyle, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/487 - 2007/601 sayılı kararıyla, davacının satın aldığı ve bir kısmını da üçüncü kişilere sattığı, tapuların tamamının iptaline karar verildiğini, tapu sicil müdürlüğünce satıcının kimliğinin doğru tespit edilmeyerek davacının zarara uğramasından dolayı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince devletin sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.175.000.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/487 E. - 2007/601 K. sayılı kararının 27/05/2010 tarihinde kesinleştiği, davacının fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 1 yıl içinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davada 1 yıllık zamanaşımının uygulanacağı, davacının zarar verici fiil ve faili öğrendiği tarihten, dava tarihine kadar bu sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak açılan tazminat davaları için kanunda ayrıca bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 125.) maddesinde yazılı 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekecektir. Temyize konu davada, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptaline ilişkin 2005/487 E. - 2007/601 K. sayılı kararı ile mülkiyetin kaybedildiği ve zararın oluştuğu, sözü edilen kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesince 05.05.2009 gün ve 2066 E. - 5240 K. sayılı kararla onanarak, karar düzeltme isteminin de 27.05.2010 gün 3799 E. - 6049 K. sayılı kararla reddedilmesi üzerine 27.05.2010 tarihinde kesinleştiği, davanın 30.06.2011 tarihinde açıldığı, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile zamanaşımı süresinin geçirildiğinden sözedilerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1350,00.-TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/11/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.