Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 112 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7391 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 25/01/2011 gün ve 2010/16392 - 2011/660 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, süresi içinde ... ve Hazine tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A R Kadastro sırasında, davaya konu ... Köyü 373 ve 380 sayılı parseller, asliye hukuk mahkemesinde davalı olduğundan söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye hukuk mahkemesinde davacı ... ve arkadaşları tarafından ...’a husumet yönelteterek, açılan tapu iptal ve tescil davası ile davacı ... ve arkadaşları tarafından Hazine aleyhine davaya konu 373 ve 380 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatın adlarına tespiti için açılan ve birleştirilen davalar, çekişmeli yerler için kadasto tesbit tutanağı düzenlenmesi nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılmış; Orman Yönetimi, dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, orman niteliğinde Hazine adına tescili;..ve ... ise, davacı ... payının adlarına tescili; ...'nun ise, davaya konu 373 ve 380 parsel sayılı taşınmazları eski sahibi ...’dan 30/09/1994 tarihinde tapulu olarak satın aldığını ileri sürerek adına tescili istemiyle katılmışlar; mahkemenin 12.04.2010 gün ve 1990/8-306 sayılı “davacılar ... ve arkadaşlarının davasının reddine, davacılar ... ve dava arkadaşlarının davasının reddine, katılan davacı ... Yönetiminin davasının 380 parsel yönünden reddine, 373 parsel yönünden ise kısmen kabul kısmen reddine, katılan davacı ...’nun davasının 380 parsel yönünden tamamen, 373 parsel yönünden ise kısmen kabulüne, davaya konu karaca köyü, 380 parsel sayılı taşınmazın ... adına tesciline, 373 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 746,82 m2 yüzölçümündeki bölümünün davacı ... adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 814,62 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman kadastro sınırı içinde kaldığının tesbiti ile tesbit dışı bırakılmasına, taşınmazların 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, katılan davacılar ... ve ...’ın dava dilekçelerinin görev yönünden reddine, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren en geç 10 gün içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine” ilişkin kararı, davacılar ... ve arkadaşları ile davalı Hazine ve katılan davacı ... Yönetimi'nin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.01.2011 gün ve 2010/6392-660 sayılı kararı ile; dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, arkeolog bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucu verilen rapora göre, dava konusu taşınmazların 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığı, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu ile eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 380 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile çekişmeli 373 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 746,82 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman sınırı dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 380 parsel sayılı taşınmazın dayanak 27/12/1985 tarih 2 numaralı, 373 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 746,82 m2 yüzölçümündeki bölümünün dayanak 15/01/1985 tarih, 1 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, çekişmeli 373 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 814,62 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman kadastro sınırı içinde ve tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlenerek davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak; 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca orman olduğu saptanan taşınmazın bu niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğine değinilerek, hüküm fıkrasında yer alan (D) bendi hükümden çıkarılarak; bunun yerine, “D- Karaca Köyü, 373 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 814,62 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğinde HAZİNE adına tesciline” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilerek ONANMIŞ, Bu kez Hazine, düzeltilerek onama kararının kanunî olmadığı; katılan ..., 373 sayılı pareslin (B) harfi ile gösterilen 814 m2 yüzölçmündeki bölümünün orman sayılan yerlerden olmadığı, tapu kaydı, kapsamında kaldığı, adına tapuya tescili gerektiği iddiasıyla onama kararının kaldırılmasını ve bu bölümünde adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. ....... Köyü 373 parsel sayılı parsele uyduğu söylenen 15.01.1985 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı, asliye hukuk mahkemesinin 05.02.1975 gün ve 1974/94-33 sayılı, ve 380 sayılı parsele uyduğu söylenen 27.12.1985 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydı ise, asliye hukuk mahkemesinin 25.06.1975 gün ve 1975/92-107 sayılı kararı ile Orman Yönetimi ve Hazine aleyhine açılan davalar sonucu verilen tescil hükümleri ile oluşmuştur. Satış yoluyla A. Haluk Karamanoğluna geçmiştir. Yapılan araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzelenen bilirikşi raporlarıyla çekişmeli 380 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında, 373 sayılı parselin krokisinde (B) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşmiş orman kadastorsu sınırları içinde, (A) harfi bölümünün ise kesinleşmiş orman orman sınrıları dışında olduğu, her iki parselin de 1. derece arkeolojik sit alanı içinde bırakıldığı, eylemli zeytin ağaçları ve bir kısım çam ağaçları bulunduğu, tarımda kullanılmadığı, çekişmeli 380 sayılı parselin tamamının 373 sayılı parselin de (A) harfi ile gösterilen bölümünün tescil hüküm ve krokileri kapsamında kaldığı bildirilmişse de, sözü edilen zilyetlik nedeniyle Medenî Kanunun 639. (yeni 713) maddesi hükmüne göre yeniden tapuya tescile ilişkin mahkeme kararı ve bu karara dayanılarak oluşturulan tapu kaydı ölçekli tescil krokisi yöntemince uygulanmadan, tapu kaydı sınırlarına göre yapılan uygulama ile tapu kayıtları ve dolayısıyla kesin hüküm kapsamı belirlenmeye çalışılmış, kesin hüküm krokisi kapsamındaki yerler için Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine kesin hüküm bulunduğu gözetilmemiş, kayıt fazlası bölümlerin zillyetlikle edinilecek yerlerden olup olmadığı, davacı ... yararına bu şartların oluşup oluşmadığı yöntemince saptanmamış, hükme dayanak yapılan ve bilirkişi Arkeolog .... Çalıştı tarafından düzenlenen raporda çekişmeli parsellerin...II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 04.04.1990 gün ve 1225 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak belirlendiği bildirilmesine karşın, katılan ... tarafından sunulan.... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce bu kişiye yönelik yazıda çekişmeli 373 ve 380 sayılı parsellerin, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 04.04.1990 gün ve 1225 sayılı kararı ile belirlenen 1. derece arkeolojik sit sınrıları dışında kaldığı, yine bu kurulun 01.12.1986 tarih ve 2753 sayılı kararıyla belirlenen birinci derece doğal sit sınırları içinde kaldığı bildirilmesi karşısında parsellerin arkeolojik sit sınırları içinde kalıp kalmadığı yönünde tereddüt doğmuştur. O halde, mahkemece önceki bilirkişiler dışında bir orman yüksek mühendisi, bir arkeolog bilirkişi, ziraat uzmanı bilirkişi, bir harita mühendisi ya da fen elemanı bilirkişi ile yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanunununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesi ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmak suretiyle, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli,.... II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 04.04.1990 gün ve 1225 sayılı kararı ve eki harita ile 01.12.1986 tarih ve 2753 kararı ve eki harita uygulanarak çekişmeli parsellerin 1. derece arkeolojik ya da doğal sit alaında kalıp kalmadığı belirlenmeli, dayanılan tapu kayıtlarının dayanağı olan Asliye Hukuk Mahkemesi tescil hükümleri ve bu dosyalardaki tescil krokileri taraflar için kesin hüküm oluşturan asliye hukuk mahkemesinin 05.03.1975 gün ve 1975/94-33 sayılı kararının dayanağı fen bilirkişi krokisi ile çekişmeli parsellerin tesbit krokisi ve paftası sayısal hale getirilikten sonra, ölçekleri eşitlenmek suretiyle 3402 sayılı Kanunun 20/A ve 20/C maddesine göre uygulanarak, çakıştırılmalı, çekişmeli parsellerin kesin hüküm kapsamında kalan bölümünü infaza olanak verecek biçimde, arkeolojik ve doğal sit alanlarına göre konumunu gösteren, orman sınır hattına irtibatlı, ayrı renkli kalamler ile renklendirilmiş, müşterek imzalı rapor ve krokisi düzenlettirilip, orkrokisinini düzenlettirilmeli, Ziraat uzmanı bilirkişiden, tapu kayıt fazlalıkları yönünden imar ve ihya olgusu üzerinde de durularak, zilyetlikle edinilecek yerlerden olup olmadığı, zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresi konusunda bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, oluşacak sonuca göre, Orman Yönetimi ve Hazinenin kesin hüküm kapsamındaki bölümlere ilişkin davalarının reddine karar verilmeli, kesin hüküm krokisi kapsamı dışında ancak orman tahdidi içinde kalan bölümler için Orman Yönetiminin davasının, arkeleolojik sit sınırları içinde kalan bölümler yönünden Hazinenin davası kabul edilmeli, orman tahdit sınırı dışında, arkeleojik sit sınırları ve kesin hükmü kapsamı dışında kalan bölümler için katılan ... yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden, eksik araştırma ve incelemeye dayalı yerel mahkeme kararı doğru olmadığı gibi,... ise tescil krokisi kapsamında kalan bölüme ilişkin davasının kabulüne, tescil krokisi kapsamı dışındaki bölüm için davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hükmün düzeltilerek onanması yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle katılan Hazine ile Ahmet Haluk Kahramanoğlu'nun karar düzeltme istemini KABULÜ ile Dairenin 25.01.2011 gün ve 2010/16392-2011/660 sayılı DÜZELTİLEREK ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA, Yerel Mahkemenin 12.04.2010 gün ve 1990/8-2010/306 sayılı kararının belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22.01.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.