MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi temsilcisi ve davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, .... mahallesi 525 ada 1 parsel sayılı 32.012,52 m2 yüzölçümündeki taşınmaz iki adet kargir ev ve çay bahçesi vasfı ile... (ölü) adına tespit edilmiştir. Ana dosyada davacı ... Yönetimi 03/03/2008 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... Mal Müdürlüğü aleyhine açtığı davada, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde yapılan tapulama çalışmaları ve orman sınırları tespit çalışmaları sırasında 502 ada 1 nolu orman parselinin kuzey kısmı ile 503 ada 1 nolu orman parselinin kuzey ve doğu kısımlarının orman vasfında olduğu ancak çalışmalar sırasında orman sınırlaması dışına çıkarıldığını belirterek, tespitin iptali ile belirttikleri alanların orman vasfı ile Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.Birleşen dosya davacısı ...'ün 31/07/2008 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında 525 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalıların miras bırakanı... adına hata ile yaz??ldığı, bu tespitin iptali ile ... oğlu... mirasçıları adına tespit ve tesciline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.Ana dosya davacısı Orman Yönetiminin 502 ada 1 parsel nolu orman parselinin kuzey kısmı ile 503 ada 1 nolu orman parselinin kuzey ve doğu kısımlarında yer alan taşınmazlara ilişkin parsellerden çekişmeli parsel hariç diğerleri ana dosyadan tefrik edilmiş; Birleşen dosya davacısı ...'ün 525 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açmış olduğu dava dosyası ise Orman Yönetiminin davacısı olduğu ana dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ana davada davacı ... idaresinin davasının reddine; birleşen dosya yönünden davacı ...'ün davasının kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde kain 32.012,52 m2 yüzölçümündeki 525 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı ...'ün miras bırakanı.... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm ana dosya davacısı Orman Yönetimi temsilcisi ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Ana dosyadaki dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz ve ölçülmeyen orman alanlarının orman vasfı ile tespit ve tesciline; birleşen dosyadaki dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince arazi kadastrosu yapılmış 03/07/2008 - 04/08/2008 tarihlerin askı ilana çıkarılmış, parsel davalıların miras bırakanı adına iki adet kargir ev ve çay bahçesi niteliği ile tescil edilmiş ancak sınırları belirlenemediğinden kadastro mahkemesine devredildiği belirtilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmış, davacı ... Yönetimi tarafından kısmî ilân süresi içinde dava konusu taşınmazla birlikte birden çok parsele dava açılmıştır. Orman kadastrosundan sonra yapılan arazi kadastrosu sırasında davaya konu yer hakkında 525 ada 1 sayılı parsel numarası verilmiş ve kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğundan ve mahkemeye devredildiğinden sözedilmiş olmasına karşın, malik hanesi açık bırakılmayarak yüzölçümüde tespit edilmeden birleşen dosya davalılarının miras bırakanı adına tespit yapılmıştır. Mevcut dava nedeniyle tutanakların malik haneleri açık bırakılması gerekirken dava konusu taşınmazın yanılgı sonucu birleşen dosya davalılarının miras bırakanı adına tespit edilmiş olması bu taşınmazın tesbitten önce davalı olduğu gerçeğini değiştirmez.Ayrıca; mahkemece, dava konusu taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçe gösterilerek davacı ... Yönetiminin davasının reddi ile dava konusu taşınmazın tespit gibi birleşen dosya davacısının miras bırakanının mirasçıları adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir.Şöyle ki; mahkeme yapılan keşifte ziraatçi bilirkişi ve mahalli bilirkişi bulundurulmadığı gibi, birleşen dosya davacısının miras bırakanı yararına zilyetlikle kazanma koşulları araştırılmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca, keşfe götürülen ormancı bilirkişi raporu ve ek raporu açıklayıcı nitelikte görülmemiştir. Orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın batı sınırında ırmak olduğu halde bu yönde bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Dava konusu taşınmazın komşu parsellerini de gösterir şekilde geniş çaplı krokisi ve komşu parsel kadastro tutanakları ve dayanakları da dosya içinde bulunmamaktadır. Ayrıca mahkemece tefrik edilen dosyaların akıbeti de araştırılmamıştır. O halde; mahkemece, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen, bir ziraat mühendisi ve bir jeoloji mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsü, cinsi, yaşı, sayısı, dağılımı, kapalılık oranı ve kullanım durumu detaylı olarak belirlenmeli, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadıkları değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın konumunu gösteren eski ve yeni tarihli (tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait) orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritaları ile hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve hava fotoğrafının stereoskopik incelemesi yapılarak taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve varsa kullanım durumunun detaylı olarak belirtildiği, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte krokili rapor düzenlettirilmelidir. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez çekişmeli taşınmazın tutanaklarının malik hanesi açık olarak düzenlendiği kabul edildiğinden, belirlenecek gerçek hak sahibi yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, bir inşaat mühendisi ve tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin yaşı tespit edilmeli, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar hak sahibi gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi nazara alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, tefrik edilen dosyalardaki parsellerinde akibetleri araştırılarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine temsilcilerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.