Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1114 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7577 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R1964 yılında yapılan kadastro sırasında, ............ Köyü 150 parsel sayılı 23.200 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların miras bırakanı ... adına tespit edilmiş; ................ Yönetimi ve ..............’ın itirazları, kadastro komisyonunca yetkisizlikle kadastro mahkemesine gönderilmiştir. .............., yargılama sırasında davasından feragat etmiş, mahkemece davanın reddi yönünde verilen karar, ................ Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 10.4.1986 gün ve 1985/7893-1986/3842 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu keşif ve uzman bilirkişi raporuyla belirlenmişse de 766 sayılı Tapulama Kanununun 54. maddesi uyarınca gerçek hak sahibinin belirlemesinin gerekli olduğu, bu konuda yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, uzman bilirkişi davalıların dayandığı tevzi haritasının davalı yeri kapsadığını bildirmişse de; yerel bilirkişi tevzi haritasının bu yere ait olmadığını haber verdiği halde bu çelişkinin giderilmediği, bu sebeple yörede toprak tevzi komisyonunca yapılan dağıtım ve belirtme işlemlerine ilişkin tüm belge ve haritaların, dayanılan Mart 1289 tarih 5 numaralı tapu kaydı ve gittilerinin getirtilerek yöntemince zemine uygulanması, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölümlerinin bulunması halinde mera olup olmadığının komşu köyden seçilecek bilirkişiler yardımıyla ya da varsa mera tahsis haritası ve paftası uygulanarak saptanması, mera değil ise zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.11.2006 gün ve 9909-16230 sayılı kararı ile yine bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [ Mahkemece, çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; bozma kararına uyulmakla davanın tarafları için usulî kazanılmış hak, mahkeme için de bozma kararının gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 10.04.1986 gün ve 1985/7893-1986/3842 sayılı bozma kararında “çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmişse de, parselin malik hanesinin açık olduğu kabul edilerek bozma tarihinde yürürlükte bulunan 766 sayılı Kanunun 54. maddesi (3402 sayılı Kanunun 30/2. md.) gereğince gerçek hak sahibinin saptanması bakımından re'sen delillerin toplanmasından sonra taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edileceği belirtilmiş olduğuna ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespit tutanağı ve ekleri itiraz üzerine yetkisizlikle kadastro mahkemesine aktarıldığına göre hükmüne uyulan bozma kararında da açıklandığı gibi gerçek hak sahibinin kadastro hâkimi tarafından re'sen belirlenmesi gerekir. -O halde; Hazine ve köy tüzel kişiliği de davaya katılıp kendilerine duruşma günü tebliğ edildikten ve onların bildireceği deliller de toplandıktan sonra Toprak Tevzi Komisyonu tarafından yapılan çalışmalar sırasında çekişmeli taşınmazla ilgili 40 nolu belirtmelik haritasının kuzeyinde 27 nolu, güneyinde 5 nolu mera parseli bulunduğu ve 1963 basım tarihli memleket haritasında dava konusu taşınmazın kuzeyi ve güneyinin makilik olarak gözüktüğü nazara alınarak 7. Hukuk Dairesinin bozma kararının gerekleri yerine getirilmeli ve mahkemece re'sen lüzum görülen diğer deliller de toplanarak çekişmeli parselin gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmelidir.] denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, ................ Yönetiminin davasının reddine, çekişmeli taşınmazın ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamış, tespitten sonra 2005 yılında 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.Mahkemece bozma kararına uyulmuşsa da, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; uzman bilirkişi raporuna göre, yörede 2005 yılında orman kadastrosu yapıldığı ve çekişmeli taşınmazın orman sınırı içinde bırakıldığı, ayrıca, 2010 yılında da yenileme kadastrosu ve kullanım kadastrosu yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu çalışmalara ait harita ve tutanaklar getirtilerek mahalline uygulanmamış, yargılama sırasında orman kadastrosu yapıldığından davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraza dönüşeceği düşünülmemiştir. Bundan ayrı, dayanılan tevzi haritalarının taşınmaza uymadığı belirlenmiş ise de, 241 numaralı vergi kaydının taşınmaza uyduğu, 80 ar yüzölçümlü kaydın, Kuzeyi ve Doğusunun Hazine; Güneyinin Kum; Batısının ise Osman Yardan okuduğu, değişir sınırlar içermesi nedeniyle kaydın miktarı ile geçerli kapsamının tayin edilmesi ve kayıt miktar fazlasının sınırdaki mera ve ormandan (halen bir bölümü 2/B alanı) açılarak kazanılmaya çalışılması nedeniyle zilyedliğe değer verilemeyeceği, kayıt fazlasının hali hazır niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmemiştir. O halde; mahkemece refakate alınacak bir orman yüksek mühendisi, yoksa orman mühendisi ile bir fen bilirkişisi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, yörede yapıldığı bildirilen orman kadastro, pafta yenileme ve kullanım kadastro çalışmalarına ait tüm harita ve tutanaklar getirtilmeli, eski ve yeni kadastro paftalarının ölçeği ile birbiriyle denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 10-12 orman sınır noktası görülecek biçimde, çekişmeli taşınmazın kesinleşmeyen orman sınır hattına göre konumu belirlenmeli, taşınmazın tahditle irtibatlı krokisi düzenlettirilmeli, orman kadastrosu kesinleşmiş olmayacağından, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları taşınmaz ve çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, memleket haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenip birbiri üzerine aplike edilerek taşınmazın ve çevre taşınmazların konumu memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, 241 numaralı vergi kaydı, komşu taşınmaz kayıtlarından da yararlanılarak mahalline uygulanmalı, değişir sınırlı olduğundan 3402 sayılı Kanunun 20/b-c maddeleri gereğince miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli, taşınmazın asıl kapsamı orman değilse kayıt miktar fazlasının sınırdaki mera, orman ve 2/B alanları nedeniyle kazanılamayacağı gözönünde bulundurularak, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince halihazır niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.