Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1095 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 45 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında, Yukarı Çiğil Kasabası Küçük Mahalle 247 ada 138 parsel sayılı 10912 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (B) ile işaretli 1685 m2'sinin orman niteliği ile Hazine, (A) ile işaretli 9227 m2'sinin tesbit gibi davalı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından (A) kısmına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır. Mahkemece çekişmeli parselin (A) ile işaretli 9227 m2'lik kısmının orman sayılan yerlerden olmadığı gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da mahkemece bu yolda toplanan kanıtlar duraksama yaratmaktadır. Mahkemece doğruluğu kabul edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın (A) ile işaretli kısmı memleket haritasında münferit orman ağaçları bulunan alanda kalmaktadır. Rapora eklenen konum gösteriminde de bu ağaçlar görülmekte ve çevresinin de aynı özellikte olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, rapor yeterli araştırmaya dayalı ve ayrıntılı olmadığından bu ağaçların yoğunluğunun ne olduğu, kapalılık teşkil edip etmediği, ediyor ise % de kaç kapalılıkta olduğu, eylemli durumda taşınmazın zemininde kesilmiş ya da köklenmiş orman ağacı ve bunlara ait kalıntıların bulunup bulunmadığı gibi hususlar açıklığa kavuşturulmamıştır. Yapılan araştırma çekişmeli taşınmazla birlikte komşu Körüklütepe Devlet Ormanı ve diğer komşu parseller açısından da yetersizdir. Taşınmaz ve çevresinin eylemli durumu, toprak yapısı ve bitki örtüsü de araştırılmadığından rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişle değildir. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 30/01/2007 günü oybirliğiyle karar verildi.