Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10898 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7646 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacısı ... mirasçıları vekili ile Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R1993 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 16.12.1993 tarihinde kesinleşen kadastro sırasında .. ilçesi, ...köyü 159 ada 4 parsel sayılı 3742,80 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... mevki 1937 tarih ve 16-17 nolu vergi kayıtları uygulanarak tarla vasfıyla ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.152 ada 20 parsel sayılı 7.880.349 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 06.11.1984 tarih 41 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak ... ve ... Devlet Ormanı niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, 16.12.1993 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.Davacılar vekili 17.11.1994 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü, ... mevkinde bulunan tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın eklemeli olarak 40 seneyi geçkin süreden bu yana nizasız, fasılasız müvekkillerinin zilyet ve tasarrufu altında olduğunu, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkilleri yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkilleri adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... köyü 152 ada 20 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 08.05.2001 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 4067,18 m2'lik kısmının ana parselden ifrazı ile davacılar adına tesciline, (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin feragat nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 04/06/2002 tarih 2002/251-4547 sayılı bozma ilamında "dava kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan dava konusu taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeni ile tapu tescil işlemi olduğu, dava konusu taşınmazın 152 ada 20 orman parseli içerisinde kaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece kazanılma koşullarının oluştuğu gerekçesi ile 4067,18 m2'lik kısmın davacı adına tesciline, (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin feragat nedeni ile reddine karar verilmiş ise de yapılmış inceleme ve araştırmanın hükmü verilmeye yeterli bulunmadığı, 152 ada 20 parselin kadastro tutanağında 06/11/1984 tarih 41 numaralı tapu kaydına dayanılarak ... ve .... Devlet Ormanı niteliği ile 06/04/1993 tarihinde Hazine adına tespit edildiği, mahkemece tapu kaydı getirtilmiş ise de kaydın edinme sebebi üzerinde durulmadığı, dayanak kaydın tesisinden itibaren tedavül kayıtları, orman kadastro tutanakları getirtilerek yerel bilirkişi orman ve harita mühendisi aracılığı ile dava konusu taşınmazın başında keşif yapılması, 4 parsele ait vergi kaydının yöntemine uygun biçimde uygulanması, orman sınır hattının kesin olarak belirlenmesi ve dava konusu taşınmazın orman sınır hattına göre konumunun belirlenmesi" gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulmuş, ... Adliyesinin kapatılması üzerine davaya ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/23 Esasında devam edilmiştir.Hazine vekilinin 07.07.2006 günlü dilekçesi ile; ... köyü 159 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının orman sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan kısmının orman vasfı ile Hazine adına, orman sınırları dışında kalan kısmın 2/B vasfı ile Hazine adına tescili talebiyle açtığı dava 11.02.2014 günlü karar ile eldeki davayla birleştirilmiştir.Davacı ... mirasçıları vekilinin 09.10.2002 günlü dava dilekçesi ile ... köyü 159 ada 4 ve 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazların bir bütün iken içerisinden yol geçmesi nedeniyle iki parsele ayrıldığı, 159 ada 4 parselin davacılara ait olması gerektiğini ileri sürerek bu parseldeki davalı hissesinin iptali ile davacılar adına tescili ve davalının müdahalesinin men-i talepli olarak ... ve Orman Yönetimi aleyhine açtığı dava 11.02.2014 günlü karar ile eldeki davayla birleştirilmiştir.Mahkemece, karşılıklı açılan davaların kısmen kabulü ile; ... ili, ... İlçesi, ... köyü 159 ada 4 parsel sayılı taşınmazın sınırındaki orman sınır tahdidinin harita mühendisi ...’in 20.10.2013 tarihli koordinatlı rapor ve krokisinde yeşil çizgi ile gösterildiği şekilde orman sınır (OS) noktalarının düzeltilmek üzere, Krokisinde (4-A) harfi ve yeşil ile taralı 3.150,00 m2'lik kısmın 4 parselden iptal ve ifrazı ile sınırdaki 152 ada 20 parsel sayılı orman taşınmazına ilavesine, Krokisinde (C) harfi ve sarı ile boyalı 4.615,15 m2'lik kısmın 152 ada 20 parsel sayılı orman taşınmazından iptal ve ifraz edilerek 4 parsele ilavesine,Krokisinde (D) harfi ve mor renk ile boyalı 509,15 m2'lik kısmın sınırdaki tescil harici alandan iptal ve ifraz edilerek 4 parsele ilavesine,Dava konusu 4 parselin bu şekilde krokisinde (4-B) - (C) ve (D) harfi ve sarı - mor renk ile gösterilen (592,80+4.615,15+509,15) alanları kapsamak üzere yüzölçümü 5.717,10 m2 olarak düzeltildikten sonra,Harita mühendisi...’in 20.10.2013 tarihli koordinatlı rapor ve ek-1/2 krokisinde,(F) harfi ile gösterilen 1186,02 m2'lik alanın 1/3 hisse oranlarında........, ... ve ... adına,(G) ve (D) harfi ile gösterilen 4530,64 m2'lik alanın 1/4 hisse oranlarında ..., Hasene Tüfekçibaşı, ... ve ... adına kayıt ve tesciline,Dava konusu 159 ada 4 parselin krokisinde (F) harfi ile gösterilen alana davalı ...'in müdahalesinin men'ine karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı ... mirasçıları vekili ile Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1967 yılında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Anılan köy sınırları içinde bulunan evvelce sınırlandırılması yapılmış devlet ormanlarında 6831 sayılı Kanunun değişik 2. maddesi uygulaması çalışması sonuçları 1978 yılında, evvelce sınırlandırması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ile henüz sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması çalışması sonuçları 1990 yılında, genel arazi kadastrosu çalışmaları ise 16.11.1993 ila 15.12.1993 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki, (D) harfi ile işaretlenen taşınmazın 1993 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında kadastro dışı bırakılıp haritasında yol olarak gösterildiği belirlendiği halde, 6360 sayılı Kanun uyarınca ... Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Taraf sıfatı, 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın re'sen gözetilmelidir. Diğer taraftan, hükme dayanak yapılan orman, fen ve ziraat bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda; 159 ada 4 sayılı parselin tamamı, 152 ada 20 sayılı parselin (C) harfi ile işaretlenen 4615,15 m2 yüzölçümlü bölümü ve kadastro sırasında tescil dışı bırakılan (D) harfi ile işaretlenen 509,15 m2 yüzölçümlü taşınmazın üzerlerinde meyve ağaçları ile (C) ve (D) bölümlerinin üzerinde davacı tarafa ait adet 2'şer katlı ev bulunduğu, % 8 eğimli oldukları, 159 ada 4 sayılı parselin (A) harfi ile işaretlenen kesiminin 1967 yılında ilan edilerek kesinleşen tahdit içinde kaldığı, 159 ada 4 sayılı parselin (B) harfi ile işaretlenen kesimi, 152 ada 20 sayılı parselin (C) harfi ile işaretlenen bölümü ve (D) ile işaretlenen kadastro dışı yerin kesinleşen tahdit dışında kaldığı, 1957 tarihli memleket haritasında 159 ada 4 sayılı parselin ve etrafının beyaz renk ile gösterilen tarım alanında, 1943 yılında çekilen hava fotoğrafının stereoskop aleti ile yapılan incelemede dava konusu yerlerin tarla vasfında tarım arazisi olarak gözüktükleri, 1967 yılında yapılan tahdide göre (A) harfi ile işaretlenen kesimin orman sayılan yerlerden olduğu, (B), (C) ve (D) harfleri ile işaretlenen taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiş, rapora ekli 1970 tarihli hava fotoğrafında 159 ada 4 sayılı parselin tamamı açık alanda, 1957 tarihli memleket haritasında ise 159 ada 4 sayılı parselin (A) harfi ile işaretlenen bölümünün kısmen, (B), (C) ve (D) harfleri ile işaretlenen kesimlerinin ise tamamen açık alanda işaretlenmiş, çekişmeli yerlerin 1943 yılında çekilen hava fotoğrafındaki konumları gösterilmemiş, 1970 tarihli hava fotoğrafında ise çekişmeli yerler ölçeksiz olarak gösterilmiştir. Bir örneği dosyada yer alan tahdit haritasında 4361, 4362, 4363, 4364, 4365, 4366 ve 4367 nolu orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim ve uzaklık bakımından farklılık vardır. Yine, bilirkişiler tarafından yapılan hat uygulaması ile bir örneği dosyada bulunan 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca yapılıp ilan edilmediği için kesinleşmeyen düzeltme haritası da uyumsuzdur. Diğer taraftan, tahdit haritası ile çekişmeli taşınmazların kadastro paftası ölçekleri eşitlenmemiş, 4351 ilâ 4370 ve 4456 ilâ 4492 orman tahdit sınır noktalarını gösterecek biçimde tahdit hattı ile irtibatlı 1/10000 ve 1/5000 ölçekli müşterek kroki çizilmemiştir. Mahkemece bu yönler üzerinde durularak çelişkiler giderilmemiştir. Bu haliyle uzman bilirkişilerin orman tahdit haritası ve tutanaklarını, hava fotoğrafları ve memleket haritalarını nasıl uyguladıkları ve taşınmazların kesinleşen orman tahdidinde ne gibi işleme tâbi tutuldukları, öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadıkları net olarak anlaşılamamaktadır. Bilindiği üzere, kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan veya öncesi itibariyle orman olupta herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılan taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemez.Bunlardan ayrı, mahkemece (F) harfi ile gösterilen 1186,02 m2'lik alanın 1/3 hisse oranlarında Ali kızları Nezafet Özer, ... ve ... adına, (G) ve (D) harfi ile gösterilen 4530,64 m2'lik alanın 1/4 hisse oranlarında ..., Hasene Tüfekçibaşı, ... ve ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de hükme esas ortak bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen bir taşınmaz bölümü bulunmadığı gibi (F) harfi ile gösterilen kısım dava konusu 159 ada 4 parsel kapsamında olmayıp komşu 159 ada 5 parsel ile ilişkilidir. Yetersiz araştırma ve incelemeye, denetlenemeyen bilirkişi raporuna dayanılarak dosya içeriği ile çelişkili şekilde hüküm kurulamaz.Bu sebeplerle, öncelikle, tescil dışı bırakılan (D) harfi ile işaretlenen taşınmaz yönünden dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye ... Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak, bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, davacı yanların dava ettiği yerler duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. Maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, 4351 ilâ 4370 ve 4456 ilâ 4492 orman tahdit sınır noktalarını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumları 1/10000 ve 1/5000 ölçekli genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü harita üzerinde gösterilerek, taşınmazların konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazlar tahdit içinde kalmıyor ise o takdirde, davacı hasımsız tescil ilamı yoluyla oluşan tapu kaydına tutunarak dava açtığına göre 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi uyarınca herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış ormanların yapılacak orman kadastrosu ile her zaman orman sınırları içine alınabileceği ve öncesi itibariyle orman sayılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gözetilerek 1957 tarihli memleket haritası, 1943 ve 1970 yıllarında çekilen hava fotoğrafları çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü ve kullanım durumunu belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde davacıların iddia ve savunmaları yönünden araştırma yapılarak taşınmazların kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, ziraat mühendisinden taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılacak yerlerden olup olmadığı yönünde rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; birleşen dosya davacısı ... mirasçıları vekili ile Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.