MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RTaraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından sunulan 12.01.2016 tarihli dilekçe ile özetle; [...mahkeme hakiminin 29.07.2015 tarihli görevsizlik kararında "...davalının zamanaşımı savunması dikkate alındığında zamanaşımına uğramayan tüm alacak dönemleri itibariyle davacının .... Yayımcılık San. Tic A.Ş'nin işçisi olarak iş akdine dayalı çalıştığının ...'dan celbedilen davacıya ait ... kayıtlarından anlaşıldığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin görev bozmasından sonra dosyaya giren bu yeni delil karşısında taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verdiğini, yine aynı görevsizlik kararının hüküm bölümünde "... kayıtlarına göre zamanaşımına uğramayan dönemde davacının başka bir işverene bağlı olarak çalıştığının anlaşıldığı" cümlesinin yazılmak suretiyle mahkeme hakiminin gerekmediği halde alacağın bir bölümünün zamanaşımına uğradığını belirterek görüşünü açıkladığını, anılan görevsizlik kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesince iş mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek bozulduğunu, daha öncede aynı hakimin verdiği görevsizlik kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesince aynı gerekçelerle bozulduğunu, hakimin iki kez görevsizlik kararı vermesi ve gerekmediği halde zamanaşımına ilişkin görüşünü görevsizlik kararında açıklaması karşısında hakimin taraflı olduğunu...] belirterek reddi hakim talebinde bulunmuştur.Reddedilen hakim tarafından, davanın taraflarının yargılama sürecine olan güvenlerinin sarsılmaması için istemin kabulünün gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin esastan reddine, ret talebi kötüniyetle yapıldığından HMK'nın 42/4. maddesi uyarınca davacı vekilinin 500,00.-TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İncelenen dosya kapsamına göre, hakimin reddi için ileri sürülen hususlar HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığından talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı vekili, duruşmayı müvekkilleri namlarına ve hesaplarına takip ettiğine ve reddi hakim talebini de müvekkilleri namlarına yaptığına göre, davacı asil yerine vekilin para cezası ile yükümlü tutulması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün ikinci bendinin tamamen kaldırılarak bunun yerine “HMK'nın 42/4. maddesi gereğince reddi hakim talebinde bulunan davacının takdiren 500,00.-TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına, Hazineye gelir kaydına” cümlesinin yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17.11.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.