MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ........ İlçesi, .......... ..... Köyünde bulunan takriben 2000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, orman kadastrosunun kesinleştiği 28.08.1993 tarihinden dava tarihi olan 17.07.2011 tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından esasa yönelik ve Hazine vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 30.09.2013 gün ve 2013/7265-8523 sayılı bozma kararında özetle; 1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın paftasına orman yazılarak tespit dışı bırakılmış ise de, daha sonra 1992 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içine alınmadığı, öncesi itibariyle da orman sayılmayan yerlerden olduğu, ziraat bilirkişi raporuna göre tarım arazisi vasfında zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve öncesi itibariyle köy boşluğu olduğu, köy boşluklarının Hazineye ait yerlerden olup zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu, mahallî bilirkişi ve tanık beyanlarına göre de davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulünün gerektiği, ancak, mahkemece Medenî Kanunun 713. maddesindeki kanunî ilanlar yaptırıldıktan sonra, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yönünden tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gereğine değinilmiştir. Yargıtay bozma ilâmı sonrası mahkemece davanın kabulüne, ..... İli, ........ İlçesi .......... ..... Köyü .... ..... Mevkiinde kain 2-3 O.S. Hattının solunda doğusunda 274 nolu tapulama parseli fındıklık, batısında .... yolun ötesi fındıklık, kuzeyi 273 nolu tapulama parseli tarla ve çayır, güneyi .... ile fındıklık ile çevrili 14.06.2012 tarihli teknik bilirkişiler ....... ve ............ tarafından hazırlanmış krokide (A) harfi ile gösterilen 549,65 m2 miktarındaki taşınmazın ayva bahçesi niteliğinde davacı ..... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 28.08.1992 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi, 1956 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Dava konusu taşınmaz, paftasına orman yazılarak tapulama harici bırakılmıştır.Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir. TMK.nun 713. maddesine göre dava konusu yerlerin tapuya tesciline karar verilebilmesi için gazeteyle bir defa olmak üzere taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunması ve son ilân tarihinden başlayarak üç aylık itiraz süresinin beklenilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma kararında, mahkemece Medenî Kanunun 713. maddesindeki kanunî ilânlar yaptırılması gereğine değinildiği, bozma kararına uyan mahkemece, ........ Belediye Başkanlığı hoparlöründen 3 kez ilânın yapılmasını sağladığı, gazete ilânının yapılması için ..... Basın İlân Kurumu Şube Müdürlüğüne yazılan 27.01.2014 tarihli müzekkereye ilân metnini eklendiği, Basın İlân Kurumu ..... Şube Müdürlüğünün verdiği 05.02.2014 tarihli yazı cevabında ilân için gerekli ücretin yatırılmaması nedeniyle ilânın yayınlanamadığına dair cevabi yazının 07.02.2014 günü dosyaya havale edilerek konulmasına rağmen, gerekli ücret yatırılarak ilânın yaptırılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle; mahkemece, TMK.nun 713. maddesi gereğince gazete ile bir defa ilân edilmesi, gazete ile yapılacak ilân tarihinden başlayarak üç aylık itiraz süresi beklenmesi, süresi içinde itiraz edenler bulunması halinde, delillerinin toplanması sonrasında elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına 02/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.