Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1065 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2557 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDava, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmekle Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 01/07/2014 tarih .../...-.../... sayılı kararı ile; "dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 1954 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 165.000 m2 olarak tespit gördüğü, ... Kadastro Müdürlüğünce 2010 yılında yapılan incelemelerde, taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında yapılan tersimat hatası nedeniyle yüzölçümünün 113.046,07 m2 yerine 165.000 m2 olarak ölçüldüğünün tespit edilerek, yüzölçümünün düzeltilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca işlem yapıldığı, davacının yapılan bu işlem sonrasında, taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, kadastro işlemleri sırasında yapılan hata nedeniyle sonradan taşınmazın yüzölçümünün azalması nedeniyle açılan davada işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilerek bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davacının davasının kabulü ile 134110,24.-TL'nin dava tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmazın niteliğini arazi olarak kabul edip net gelir yöntemine göre değerini belirleyen bilirkişi raporu hükme esas alınarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hükme dayanak alınan raporda taşınmazın tamamının değeri belirlenmiş olup dava belli paya yönelik açılmıştır. Mahkemece bu husus gözetilmeden hüküm kurulmuştur. Mahkemece, taşınmazın tamamı için hesaplanan değere göre davacıların taşınmaz üzerindeki hissesine isabet eden tazminat miktarı belirlenip bu doğrultuda hüküm kurmak gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA 27/01/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.