Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1035 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3552 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında, ... köyü 162 ada 2 parsel sayılı 449,51 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... ..., taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin kadastro tutanağının iptaline, taşınmazın tamamının ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 26/05/1999 tarihinde ilân edilerek 26/11/1999 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; dosyada mevcut orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınr hattının dışında kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmişken, fen bilirkişi raporunda taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 95,44 m2'lik kısmının orman sınırları içinde kaldığı tespit edilmiştir. Mahkemece iki rapor arasındaki bu çelişki giderilmeden ve taşınmazın tahdit sınırları içinde kalan kısmı kesin olarak belirlenerek bu kısım hakkında davanın kabüne karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Eksik inceleme ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.Bu nedenle, mahkemece taşınmaz başında önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ile çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısmının yöntemince ve kesin olarak belirlenerek bu kısım hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.Kabule göre de; mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tesbitinin iptaline karar verilmesi gerekirken “tutanağın iptaline” karar verilmiş olması da doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ... temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/01/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.