Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10324 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7958 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasında görülen terekenin tasfiyesi davası sırasında davalı ... tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RTaraflar arasında görülen dava sırasında davalı ... tarafından sunulan 17.03.2016 tarihli dilekçe ile özetle "...Eşi ...'nun çocuksuz olarak öldüğünü, geride mirasçı olarak kendisi ve eşinin kardeşlerinin kaldığını, eşinin vasiyetname ile mirasını paylaştırdığını, vasiyetnamenin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığını, diğer mirasçıların vasiyetnameyi kabul etmediklerini, tereke davasının 2. Sulh Hukuk Mahkemesindeki dava ile birleştirilmesini istediği halde mahkeme hakimince birleştirilmediğini, tereke temsilcisinin yerine mirasçılardan birisinin atanmasını istediği halde kabul edilmediğini, bir yıllık kiralama ücreti ödendiği halde ... ... şubesindeki kiralık kasanın güvenlik sebebiyle başka şubeye götürülmesine karar verildiğini, kasanın anahtarının 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde olduğuna dair dilekçe verdiği halde hakimin çilingir kullanmak suretiyle kasayı açtırdığını, vb pek çok gereksiz harcamalar yaptırarak terekeyi zarara uğrattığını, terekenin zarar görmesine göz yumduğunu, taraflı davrandığını..." belirterek reddi hakim talebinde bulunmuştur.Reddedilen hâkim tarafından, talebin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine, davalı ...'nun 1.500,00.-TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.İncelenen dosya kapsamına göre, hakimin reddi için ileri sürülen hususlar HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığından yazılı şekilde red kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, ret talebinin, kötüniyetli yapılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanlar hakkında verilecek para cezasının nevi disiplin para cezası olduğu HMK'nın 42/4 maddesinde düzenlenmiş olmasına rağmen mahkemece hüküm yerinde para cezasının türünün yazılmaması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılanmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının iki rakamlı bendinin ikinci satırında yer alan "1.500,00.-TL”den sonra "disiplin” kelimesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10.11.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.