Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10103 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7484 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından sunulan 02.03.2016 tarihli dilekçede özetle; "..... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/122 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada, tedbir konulan şirketler üzerindeki tedbirlerin derdest olan yargılama sürecinin kesinleşmesine kadar devam edececeğinin Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından kesin bir şekilde ortaya konulduğu, mahkeme kararları ve hukuki durum sebebi ile bahsi geçen ceza dava dosyasını eldeki davada bekletici mesele yapılmasının hukuken zorunlu olduğu, buna rağmen mahkemece usulüne uygun olmayan şekilde depo kararı verildiği, bu kararın tedbir kararına ve mahiyetine aykırılık oluşturduğu, ceza mahkemesinde görülmekte olan bir davanın sonucunun hukuk mahkemesindeki bir davanın incelenmesine veya hükme bağlanmasına etki edebilecek nitelikte ise hukuk mahkemesinin ceza davasının sonuna kadar yargılamayı ertelemesi gerekeceği, ceza davasının eldeki davada bekletici mesele yapılmamasının gerek öğreti gerekse yasalar karşısında açık bir yasa ihlali anlamına geldiği, mahkeme hakiminin ceza yargılamasını bekletici mesele yapmayarak tarafsızlığını yitirdiği kanaatinin oluştuğu, davaların ayrılmasından sonra huzurdaki davanın yeni esasa kaydedilerek duruşma günü verildiği, duruşma günü için sadece ... Barosu Avukatı Av. ...'e tebligat çıkartıldığını, bu tebliğin Avukat ... adına şirket merkezinde yapılmak istendiği, sözkonusu tebliğin Av. ......'in kalp krizi geçirmiş olması nedeni ile hastanede tedavi gördüğü tarihte usulsüz tebliğ edildiği, tebliğ yapılmak istenen vekilin şirketle sözleşmesinin tebliğin yapıldı tarihte feshedilmiş olduğu, tebliğ geçersiz olduğu halde mahkemece geçerli sayılarak sadece davacı tarafın hazır olduğu celsede itirazları ile ilgili inceleme yapmaksızın itirazlarının kaldırılmasına ve depo kararı verilmesine ilişkin ara karar kurulduğu, tebliğin usulsüz olması nedeni ile eski hale iade talebinde bulunulduğu, ancak hakimin duruşmadan önce karar vermeyeceğini ısrarla belirttiği, hakim için 2015/1018 (tefrik edilen dosya) esas sayılı dosyada reddi hakim talep edildiği, davanın 29.01.2016 tarihli celsesinde hakimin bulundukları kısma dönerek" siz niye bu kadar avukatsınız", Av.....'a dönerek "bir siz eksiktiniz"diye dosya içeriğine hiçbir etkisi olmayacak sözler sarfettiği, davalı avukatlarını azarlayan bir usluple konuştuğu, davalı 3 vekille temsil edilmesine rağmen hakimin sadece tek vekilin beyanını yazdırdığı, diğer vekillerin beyanlarını yazdırmak zorunda olmadığını beyan ettiği böylelikle hakimin tarafsızlığını yitirdiği kanaatinin hasıl olduğu...." gerekçeleri ile reddi hakim talebinde bulunmuştur. Reddedilen hâkim tarafından, istemin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin reddine, reddi hakim talep eden davalının 2500,00.-TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK'nın 36. maddesine göre, taraflardan birisi veya onun adına takip yetkisi bulunan yetkili vekili tarafından, vekâletnamesinde özel yetkisi var ise (HMK'nın 74. maddesi) reddi hâkim yoluna başvurulabilecektir. Somut olayda davalı vekiline ait vekâletnamede, reddi hâkim yoluna başvurulabilmesi için özel yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan sebeple, reddi hakim talebini değerlendiren merci tarafından reddi hakim talebinin esastan değil usulden reddine karar verilmesi ve usulden red kararı verilmesi nedeni ile reddi hakim talep eden hakkında para cezasına hükmedilmemesi gerekir ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 1. bendinin son cümlesinde yazan; “...reddi hakim talebinin reddine” kelimelerinin kaldırılarak “...reddi hakim talebinin davalı vekilinin vekaletnamesinde reddi hakim talep etme hususunda özel yetkisi olmadığından usulden reddine” şeklinde yazılmasına, ayrıca hükmün 32 bendinin hükümden tamamen çıkarılarak yerine; ”2-reddi hakim talebinin usulden red edilmesi nedeni ile HMK'nın 42/4. maddesinde yazan koşullar yerine gelmediğinden davalı hakkında disiplin para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına” cümlesinin eklenmesi sureti ile düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.