MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ..., ...,... ve ... ile davalılar... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, davalı ... ve ...'nün duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında... Köyü,....59 ada 5 parsel sayılı 13577,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2'şer pay ile ... ve ... adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili; ... Ünlü mirasçısı olduklarını söyleyen ..., ..., ... ve ..., taşınmazın ortak muris.... Ünlüden intikal ettiği, .... Ünlüye satılmasının söz konusu olmadığı, bu nedenle davalılar adına olan tesbitin iptali ile ortak muris... Ünlü'nün tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlar, davalar birleştirilmiştir. Mahkemece diğer davaların reddine, Orman Yönetiminin davasının kabulüne, çekişmeli ... Köyü 159 ada 5 sayılı parselin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ..., ..., ... ve ... ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi vardır. Daha sonra 1981 yılında sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983 kesinleşmiş, itirazlı yerlerde ise komisyon çalışmalarının 30.07.1982 tarihinde ilân edilmesiyle çalışma 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, aynı yerde 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılıp dava tarihinden önce kesinleşmiştir. Kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda Ek-1 nolu krokide (A) ile gösterilen bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı belirlenerek, devlet ormanlarının tapu ve zilyetlikle edinilemeyeceği gözetilerek, Orman Yönetiminin bu bu bölüme ilişkin davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak, orman bilirkişi krokisinde (A ve B) ile gösterilen bölümlerin infaza uygun ifraz krokisi düzenlettirilmediği gibi, çekişmeli parselin Ek-1 nolu krokide (B) ile gösterilen bölümünün, kesinleşmiş orman sınırları dışında bırakıldığı, eylemli olarak, 15 eğimli olduğu ancak eğimin beş adet terasla giderildiği, üzerinde 22 adet 45 - 50 yaşında zeytin ağaçları bulunan tarım alanı olduğu, çevresindeki taşınmazların çalılık ve taşlık olarak Hazine ve bir bölümünün de gerçek kişiler adına tesbiti itirazsız kesinleşen tarım alanı olduğu belirlenmiştir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi ve 1086 sayılı Yasanın yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi gereğince, hâkim dava ile bağlı olup, ondan başkasına ve başka bir şeye karar veremez. Orman Yönetimi tarafından çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı, orman sınırlarının daraltılamayacağı iddiasıyla tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açıldığı, kesinleşmiş orman sınırları dışında kalsa bile, eylemli orman alanı olduğu ve 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7 ve devamı maddeleri gereğince orman olarak sınırlandırılacak yerlerden olduğunu iddia edilmediği, Hazinenin de bu konuda davası ya da katılımı bulunmadığı gibi, çekişmeli parselin orman bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen bu bölümünün öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiğine göre, mahkemece Orman Yönetiminin bu bölüme ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava aşılarak, parselin tamamına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Diğer taraftan, çekişmeli parselin bir bütün olarak ortak muris... Ünlü tarafından kullanılırken ondan mirasçılarına kaldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Davacı ve davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, ... Ünlü mirasının yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkindir. Yöntemine uygun bir paylaşımdan söz edebilmek için, tüm mirasçıların bir araya gelerek, terekeyi iradeleri ile pay etmeleri ve daha sonra bu paylaşıma uymaları gereklidir. Yerel Mahkeme tarafından ... Ünlü terekesini oluşturan mirası belirlenmemiş, ... Ünlü'nün tüm mirasının yine mirasçılarının hepsinin eksiksiz katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı, bu paylaşıma tüm mirasçıların uyup uymadığı, paylaşımın daha sonra bozulup bozulmadığı yönünde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. O halde mahkemece, öncelikle; önceki keşfe katılan ... bilirkişi ve fen bilirkişiye parselin orman sınırları içinde kaldığı belirlenen ( A) bölümü ve orman sınırları dışında kaldığı belirlenen (B) bölümünün infaza olanak veren ifraz krokisi düzenlettirilmeli, davacı gerçek kişilerin iddialarına göre, ... Ünlü'nün terekesini oluşturduğunu söyledikleri bu kişiden kaldığı ya da bu kişiye aitken mirasçılarından birisi ya da bir kaçı tarafından üçüncü kişilere satılan taşınır ve taşınmazların tümü tesbit edilmeli, tesbit edilen parsellerin tesbit tutanakları ile dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ile bu parsellerin komşularının tesbit tutanakları ve var ise dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, terekeye dahil olduğu belirlenen parsellerden halen dava konusu olanlar var ise, gerçek kişilerin iddiasına göre bu davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğundan, aralarında irtibat bulunan davalar birleştirilmeli, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan parsellere ilişkin dava dosyaları delil olarak getirtilip, bu dosya içine konulmalı, ortak murisin tüm malları ve malların değerleri yöntemince saptanmalı, yöreyi ve ortak murisi tanıyan yeterince yaşlı yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının katılımı ile bu parsellerin başında yapılacak keşifte, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında, tüm mirasçıların katılımı ve hür iradesi ile mirasın paylaşılıp paylaşılmadığı, yapılmış ise hangi mirasçının payına hangi taşınmaz ya da taşınmazlar ile taşınır malların düştüğü, sorularak, somut olaylara dayalı bilgi ve görgüleri alınmalı, paylaşımda terekeden kime ne verildiği tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tesbit tutanaklarında tutanak tanığı olarak gösterilenlerin beyanları çeliştiğinde bu çelişkiler yöntemince giderilmeli, bilirkişiye uygulamayı gösteren rapor kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 22.01.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.