Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10028 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9297 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Tekirdağ Kadastro MahkemesiTARİHİ : 09/09/2014NUMARASI : 2013/22-2014/14Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, tapu kaydına dayanarak yörede 2005 tarihinde ilk kez yapılan ve 12.07.2005 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında ... İlçesi, ... Köyünde bulunan 135 ada 19 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece, keşif giderlerinin kesin süre içinde yatırılmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, dava konusu taşınmaza ilişkin 94 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında kesinleşen arazi kadastrosu ile 12.07.2005 tarihinde altı aylık askı ilânına çıkarılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece davacı yanın yokluğunda yapılan 17.04.2014 günlü 32. celsede delillerin değerlendirilmesi yönünden 13/06/2014 tarihinde saat 12:00'den itibaren keşif icrasına, refakate halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerde görev yapmayan konusunda uzman üç orman yüksek mühendisi, bir fen bilirkişisi alınmasına, üç orman bilirkişisine 500'er TL.'den 1.500,00.- TL ücret takdirine, bir fen bilirkişisine 200,00.- TL ücret takdirine, keşif araç ücreti olarak 150,00.- TL. ücret takdirine, keşif harcı olarak sarf edilmek üzere 170,80.- TL'den oluşan toplam 2.020,80.- TL'nin davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesi için 2 hafta kesin süre verilmesine, kesin sürenin tebliğden itibaren başlamasına, belirtilen süre içerisinde keşif masrafının yatırılmaması halinde keşif yapma talebinden vazgeçilmiş sayılacağı ve gerekirse davanın reddine dahi karar verileceğinin ayrıntılı meşruhatlı davetiye şerh olarak düşülmesi şeklinde ara kararı oluşturulmuş, duruşma zaptını içerir tebligatın davacı şirket yetkilisine 23.05.2014 günü tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir mazeret bildirmeksizin kesin süre içinde yatırılmadığı, bu nedenle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; kadastro mahkemesinde görülen davalarda, 3402 sayılı Kanunun usûl hükümleri uygulanır. 3402 sayılı Kanunun 25/1. maddesinde kadastro mahkemesinin, özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakacağı, aynı Kanunun 33/1. maddesinde de dava ayrımı yapmaksızın, bu Kanundaki usûl ve esasların uygulanacağı 29/3. maddesinde de kadastro davalarının ayrıca açıklık bulunmayan hallerde basit yargılama usûlüne tabî olduğu açıklanmıştır. 3402 sayılı Kanunun 28/2. maddesinde ise, kadastro hâkimi, ilgililerin başvurusunu beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir, hâkim, duruşma gününü taraflara tebligat hükümlerine göre re'sen tebliğ eder. Aynı Kanunun 36/1. maddesi ise, taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı, hâkim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır. Bu kanun gereğince re'sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zarurî giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır hükmünü içermektedir. Tüm bu açıklamalara göre, kadastro mahkemesinde görülen davalarda, 3402 sayılı Kanunun usûl hükümlerinin uygulanacağı, uyuşmazlığın çözümünde özel kanunda hüküm bulunması halinde, genel hükümlerin uygulanmasının söz konusu olamayacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup; bu kanunda öngörülen usûl kurallarının uygulanması gerekeceği, bu durumda, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 28/2 maddesi gereğince duruşma günü taraflara Tebligat Kanununa göre re'sen tebliğ edilecek, 36/1. maddesinin son paragrafına göre re'sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zarurî giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü giderden harcama yapılacak ve yine, 36/1. maddesine göre aynı Kanunun 30/2. maddesinde belirtilen istisnasî haller dışında taraflar dinlenilmelerini talep ettiği tanık ve bilirkişi, vasıta masrafları hâkim ile katip ve mübaşire verilecek ücretler ile yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip bu ücretin mahkeme veznesine yatırılması için uygun bir süre verilmesi, kesin önel gereği yerine getirilmediği takdirde sonucunun hatırlatılması ve belirlenecek süre içinde gerekli giderlerin yatırılmaması durumunda bu delillere dayanılmaktan vazgeçmiş sayılarak, mevcut delil durumuna göre bir karar verilecektir. Söz konusu 36/1. madde ile H.U.M.K.'nun 414. maddesi ve H.M.K.'nun 324. maddesi de paralel hükümleri ihtiva etmektedir. Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (HMK m. 288 vd.-HUMK m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hâkim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında, yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğünün gözönünde tutulması zorunludur.Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada (HMK m.324;m.94 - HUMK m.414; m.163 açısından) bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E., 1975/258 K; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20 H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040).Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.Yukarıda belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi aracılığıyla aynı Kanunun 36. maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır. Açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin kanunî sürede yatırılmadığından sözedilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı yanın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/12/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.