Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Yörede 1956 yılında 2613 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında Merkez Mahallesi 71 ada 1 parsel sayılı 190060 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, T.Sani 1299 tarih 23 ve 24 numaralı tapu kayıtları revizyon gösterilerek Abdurrahman Çetin ve arkadaşı adına tesbit edilmiş, Orman Yönetiminin parselin orman olduğu konusundaki itirazı Kadastro Komisyonunun 04/07/1956 günlü kararıyla red edilince Yönetim tarafından aynı iddia ile Asliye Hukuk Mahkemesinin 1961/ 166 sayılı dosyasında dava açılmıştır. Dava sırasında 1986 yılında yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulamasında 71 ada 1 sayılı parselin orman olan bölümleri orman rejimi dışına çıkartılınca Hazine, parselin Hazine adına tescili isteği ile davaya katılmıştır. Yargılama sırasında 3402 Sayılı Yasa yürürlüğe girince dava görev yönünden kadastro mahkemesine aktarılmış, 1988 yılında 2981/3290 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında 71 ada 1 numaralı parsel 175 ada 1 ila 117, 174 ada 1 ve 2 parsel numaraları verilerek toplam 119 parsele bölünerek, asıl parsel Asliye hukuk mahkemesinin 1961/166 esas sayılı dosyasında davalı olduğundan malik haneleri boş bırakılarak tesbit tutanakları düzenlenip mahkemeye gönderilmesi üzerine, fiili zilyet olan gerçek kişilerin zilyetliğe dayanarak taşınmazların adlarına tescilini isteyerek açtığı dava asıl dava ile birleştirilmiş, daha sonra davalar ayrılarak her ifraz parseli için bir dava dosyası düzenlenerek mahkemenin yeni esas numarasına kaydedilip o dosya üzerinde asıl dosyanın tarafları göz önünde bulundurulmadan, sadece 2981/3290 Sayılı Yasa uygulaması sonucu zilyet gösterilen kişi ya da kişiler ile Hazine arasında dava görülerek sonuçlandırılmış; mahkemece, Orman Yönetiminin 1961 yılında 71 ada 1 parsel hakkında açtığı asıl dava hakkında hüküm kurulmadan gerçek kişinin davasının kabulüne ve davacı ..... ....'nin davasının reddine, müdahil davacıların davasının kısmen kabulü ile (A)= 1193 m2'lik bölümünün .... .... ve .... .... adına tesciline, (B, C ve D) ile gösterilen bölümlerinin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: Çekişmeli taşınmaz Serik İlçesi, Merkez Mahallesi 71 ada 1 sayılı parselden bölünmüş, her ifraz parseli ayrılmadan önce davacı sıfatı ile davaya katılan Hazine davacı sıfatını aldığı gibi asıl davada Orman Yönetimi davacı, 1956 yılında yapılan kadastro sırasında 71 ada 1 parselin tesbit malikleri davalı konumunda oldukları halde karar başlığında gösterilmemiş; kendilerine mahkeme kararı tebliğ edilmemiş, 2981 Sayılı Yasa uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında ifraz parseline fiili zilyet olan ve davaya müdahil olan gerçek kişiler davacı olarak gösterilmiştir. Mahkemenin 1990/734 esas 2003/440 karar sayılı dava dosyası içinde bulunan 71 ada 1 parsele ilişkin tapulama tespit tutanağından bu parselin T.Sani 1299 tarih 23-24 sırada kayıtlı tapu kayıtlarına dayanılarak tespitinin yapıldığı diğer tapu kayıtlarının bu kayıtların gitti kaydı olduğu anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp tespit tarihinden önce 1949 yılında kesinleşen orman tahdidi ve yargılama sırasında yapılıp 15.09.1989 tarihinde ilan edilen 2/B uygulaması bulunmaktadır. 1) Orman Yönetimi, 1961/166 sayılı dosyasında; 71 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit maliklerine husumet yönelterek dava açtığına göre, davanın bu kişilerin huzuru ile görülmesi gerekir. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle 71 ada 1 parselden 2981 sayılı yasa uygulaması sonucunda bölünen ve davalı olan tüm parsellere ilişkin dava dosyaları birleştirilerek davanın 71 ada 1 sayılı parselin tespit malikleri ve ifraz parsellerinin zilyetlerinin ve sonradan davaya katılanların huzuru ile görülmesi ve taraf teşkilinin buna göre oluşturulması gerekir. Ayrıca, 2981 Sayılı Yasa uygulaması sonucunda 71 ada 1 parsel sayılı asıl taşınmazdan bölünmüş olup da Hazine ile fiili zilyetler arasında görülüp sonuçlandırılmış ve kesinleşerek tapuya devredilmiş dava dosyası varsa taraf teşkili tam olarak sağlanmaksızın görülen bu davalardaki kararların hukuken kesinleşmiş olduğu düşünülmeyeceğinden bu dosyaların da bulunduğu yerden getirtilerek halen itirazlı olduğunun kabulü ve asıl dava dosyası ile birleştirilerek taraf oluşturulduktan sonra davanın görülmesi, 2) 71 ada 1 sayılı asıl parselden 2981 Sayılı Yasa uygulaması sonucunda bölünen tüm parseller birleştirildikten sonra mahkemece önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisi olmadığı taktirde bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak incelemede 71 ada 1 parselin dayanağı olan T.Sani 1299 tarih 23 ve 24 numaralı tapu kayıtları tüm gitti kayıtları ile birlikte yerel bilirkişiler eliyle yöntemine uygun olarak yerine uygulanıp dayanak tapu kayıtlarının kapsamı ve sınırları belirlenerek kayıt miktar fazlası, varsa miktar fazlasının zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı saptanıp 1956 yılında yapılan tespit tarihine göre zilyetlik koşulları araştırılıp fenni bilirkişiye tapu uygulamasını gösterir 3402 Sayılı Yasanın 20/c, 31, 32/3. maddeleri hükümlerine uygun ayrıntılı kroki çizdirilmesi, 3) Ayırma kararından önce mahkemece yapılan keşif ve uygulamaya göre fenni bilirkişi Mehmet Şahin tarafından çizilen ve mahkemenin 1990/734 esas 2003/440 karar sayılı dosyasında bulunan krokiye göre 2/B madde uygulama alanı içinde kalan bölümün 1947 yılında yapılan ve 1949 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları kapsamında kaldığı anlaşılmakla, 2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik geçici 2/e maddesi Anayasa Mahkemesinin 1995/13-1995/51 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 28 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış olduğundan ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlandıkları tarihten itibaren ve geleceğe dönük olarak hüküm ve sonuç doğuracağı Anayasa Mahkemesi kararlarının mahkemeleri bağlayıcı bu etkinin, kararın yayınlanması ile ortaya çıkaracağı ve yayınlandığı sırada devam etmekte olan davalara da uygulanacağından, bu cümleden olarak Anayasa Mahkemesinin iptal kararı görülmekte olan bu davaya da uygulanacağından davaya konu taşınmazların davalılar (fiili zilyetler) adına tescilini esas olan 2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik geçici 2/e maddesinden kaynaklanan hukuki neden ortadan kalkmış olması nedeniyle 3402 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince kadastro tutanağının düzenlenmesi ile birlikte Kadastro Mahkemesinin görevi başlayacağı ve uyuşmazlığın tesbit tarihindeki hukuki ve fiili duruma göre çözümleneceği 3402 Sayılı Yasanın 27. ve 40. maddeleri gereğince Kadastro Mahkemelerinin görevinin kadastro tespit gününden önce doğan haklarla ilgili olması nedeniyle dava konusu 71 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı 1956 yılında düzenlendiğine göre, uzman bilirkişi Mehmet Şahin tarafından düzenlenen krokide kırmızı renge boyanarak gösterilen bölümlerin 1947 yılında yapılıp 1949 yılında kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığından bu kırmızı boyalı alan içinde kısmen ya da tamamen kalan ifraz parsellerinin o tarihte kesinleşen orman alanı olduğu ve Kadastro Mahkemelerinin, uyuşmazlığı, kadastro tutanağının düzenlendiği tarihteki fiili duruma göre çözmesi gerektiğinden, yargılama sırasında 1989 yılında yapıldığı anlaşılan 2/B madde uygulamasının mahkemece nazara alınamayacağından mahkemece yeniden yapılacak keşifte 71 ada 1 nolu ana parsel sınırları esas alınmak suretiyle 2981 Sayılı Yasa uygulaması sonucu oluşan parsellerin ne kadarının 1949 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı; tahdit içinde ve dışında kalan kısımların yüzölçümleri hesaplattırılarak tahdit içinde kalan bölümlerin bu alan içinde kalan yollarla (bu yol bölümleri çekişmeli 71 ada 1 sayılı parsel sınırları içinde kalmakta iken 2981/3290 Sayılı Yasa uygulaması sırasında yapılan parselasyonla yol olarak gösterilmiştir.) birlikte bir bütün olarak orman niteliği ile Hazine adına; tahdit dışında kalan bölümlerin ise 3402 Sayılı Yasanın 30/2 ve 40. maddeleri de gözönünde bulundurularak tespit edilecek malikleri adına tesciline karar verilmesi gerekir. 71 ada 1 sayılı parselden ifraz edilen tüm parsellere ait dava dosyaları birleştirildikten sonra yukarıda yazılı ve mahkemece resen yapılacak araştırma ve uygulama sonucu toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirip oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazine'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 06/02/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.