Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10535 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı gerçek kişi,...Kadastro Mahkemesinde açmış olduğu davada kendisi adına tespit edilen ...Köyü 104 ada 125 sayılı parsel ile birlikte zilyetliğinde bulunan taşınmazın kuzey batısında etrafı duvarla çevrili, içinde iki adet ev bulunan bölümünün bitişiğindeki devlet ormanı sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek tespitin iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile, dava konusu ... İli,...İlçesi, ...Köyü 104 ada 946 parsel sayılı ... Devlet ormanının, dosyada mevcut 10.04.2014 tarihli teknik ve inşaat bilirkişilerinin raporuna ekli krokide kırmızı ile boyalı gösterilen 816,22 m2 kısmının iptali ile, iptal edilen bu kısmın dava konusu . İli, ... İlçesi, ... Köyü 104 ada 125 parsel sayılı taşınmaza eklenerek toplamda 1393.25 m2 yüzölçümü ile (3 katlı ve 2 katlı kargir ev vasfıyla) davacı adına tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu...Köyünün bir bölümünde tespit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1995 yılında anılan köy sınırları içinde bulunan ormanların 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ile 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, bu çalışma da 02/07/1997 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.Mahkemece, davacının açtığı davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi de zorunludur.Somut olayda, davacının dava konusu ettiği taşınmaz hakkında kadastro sırasında tutanak düzenlenmemiş, kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle, 3402 sayılıKanunun 22/son maddesi gereğince, aktarma suretiyle parsel sayısı verilmiştir. Hal böyle olunca, davacı tarafından açılan davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/01/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.