Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 978 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4133 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ :Muğla 1.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :15.11.2006NUMARASI :Esas no:2005/275 Karar no:2006/546Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Temyiz edilen karar temyiz eden davacı-davalıya * 11.1.2007 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) l5 günlük süre geçtikten sonra * 29.1.2007 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir.# Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.# Ne var ki Asliye Hukuk (Aile) Mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği(l.6.l990 günlü ve l989/3 Esas,l990/4 Karar sayılı) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca karara bağlanmıştır. Bu durumda davacı-davalı kocanıntemyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddi gerekir.2-Davalı-davacı kadının temyizinin incelenmesine gelince;a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b-Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda ilk davası retle sonuçlanan boşanma nedeni yaratan, ailesinin baskısı ile karısını istemediğini söyleyen, babasının eşine hakaretine sessiz kalan, birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı-karşı davalı koca tamamen kusurludur.Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen * davalı-davacı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak * davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.c-Davalı-davacı kadın karşı dava dilekçesinde; altınlarının bozdurulup kooperatife üye olunduğunu, 6 yıl markette çalıştığını, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiğini belirterek buna karşılık 40.000,00 YTL. maddi tazminat istemiştir. Mahkemece istenilen bu tazminatın ne kadarının Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesine dayalı maddi tazminat, ne kadarının kooperatife katkı, ne kadarının markette çalışma karşılığı istediği maddi tazminat olduğu açıklattırılmadan tamamı Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesince istenmiş tazminat gibi kabul edilmesi ve 10.000,00 YTL. maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.d-Kabule göre de; Davalı-davacı kadının maddi tazminata faiz istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b-c bendinde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 2/a bendinde gösterilen nedenlerle ONANMASINA, davacı-davalı kocanın temyizi dilekçesinin yukarıda 1. bentte gösterilen nedenle REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.