MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar ... ve ...'in velayetleri, iştirak nafakasının miktarı ve artış oranı hakkında karar verilmemesi yönünden; davalı tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Cevap dilekçesinde; davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gereklidir (HMK m. 129/1-d). Mahkeme, davalının ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde dayanmadığı vakıaları kendiliğinden inceleyemez. Davalı, ön inceleme aşaması tamamlanana kadar, davacının güven sarsıcı davranışta bulunduğu vakıasını ileri sürmemiştir. Mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan bir vakıa esas alınarak kusur yüklenemez. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, aşağıladığı, eşine terlik fırlattığı, davacı kadının ise müşterek evi bir kaç kez terk ettiği, eşine terlik fırlattığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı erkeğin daha ziyade kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu kabule bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.3-Mahkemece, davacıya ait dükkan ve kira geliri bulunduğu gerekçesi ile davacının yoksulluk nafakası talebi reddedilmiştir. Davacı ise toplam 525 TL kira gelirinin bulunduğunu beyan etmiştir. Bu durumda, davacının maliki bulunduğu taşınmazların bedelleri ile kiraya verilmesi durumunda getireceği kira gelirinin, gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle belirlenerek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı kadını yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağı değerlendirilip, yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.4-Davacı, iştirak nafakasının gelecek yıllardaki artış oranının belirlenmesini de talep etmiştir. Bu istem yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.