MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Karşılıklı BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, derdestlik itirazının reddi, manevi tazminatın ve nafakaların miktarı, erkeğin tazminat talepleri hakkında karar verilmemesi ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece, karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Mahkemece davacı-karşı davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, çocuklarını bırakıp evi terk ettiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadına kusur yüklenilmiş ise de, duyuma dayalı üçüncü kişilerden aktarılan olaylar hükme esas alınamaz. Davalı-karşı davacı erkek tarafından iddia edilen vakıalar kanıtlanamamıştır. Boşanmaya sebep olan olaylarda evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyen, böbrek hastası olan müşterek çocuğun rahatsızlığı ile ilgilenmeyen, eşine fiziksel şiddet uygulayıp, hakaret eden davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının ise kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulü doğru değildir. Ne var ki, davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davasından verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleşmiş; erkeğin birleşen davasının boşanma bakımından konusu kalmamıştır. Bu nedenle davalı-karşı davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı birleşen boşanma davasında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi gerekmekle birlikte; davanın açılmasındaki haklılık durumuna göre, bu dava nedeniyle davacı-karşı davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekip gerekmediğinin de karara bağlanması gerekir. Bu nedenlerle, erkeğin birleşen davası yönünden açıklanan şekilde işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir..../...4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk 29.09.2005 doğumlu Melek Suğdeniz'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.5-Davalı-karşı davacı erkek birleşen dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) isteminde bulunmuştur. Bu istekler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir6-Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olmayan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. l75). Dosya içerisinde bulunan 16.10.2012 tarihli ekonomik ve sosyal durum araştırmasında davacının gelirinin bulunmadığının bildirildiği görülmektedir. 24.01.2014 tarihli uzman raporunda ise davacı-karşı davalı kadının tekstilde makineci olarak çalıştığını aylık gelirinin 1200 TL olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple davacı-karşı davalı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken; bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2), (3.), (4.), (5.) ve (6.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların yoksulluk nafakasına yönelik sair ve davacı-karşı davalı kadının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.