MAHKEMESİ :Ulubey-Uşak Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :31.12.2007 NUMARASI :Esas no:2007/204 Karar no:2007/246Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dava, yabancı mahkemece verilen boşanma ilamının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir.Görev kamu düzenine ilişkindir.Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir.4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılamanın Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi, 4721sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.md.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir.(HGK. 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı) Bu açıklamalar karşısında; davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; karar kesinleşmiş olduğundan bu husus bozma sebebi yapılmamış yanlışlığa işaret olunmakla yetinilmiştir. 2-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyizinin incelenmesine gelince;Davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı davada, boşanmaya ilişkin Amberg Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.08.2006 tarih ve 002 F 00498/06 sayılı kararının tenfizine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 53. maddesinde tenfiz dilekçesine eklenecek belgeler belirtilmiş olup, bu hükme göre yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile, ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin dilekçeye eklenmesi zorunludur. Mahkemece, kararın onaysız fotokopisi ile yine onaysız tercümenin Kanundaki koşulları taşımadığı gözetilmeksizin, eksik belgeye dayanılarak hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.