Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9071 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16922 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Eşya AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, nafakalar ve ziynet alacağı davasına ilişkin vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddi tazminat talebi ve ziynet alacağı davasının reddi ile eşya alacağı ile ilgili olarak yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Toplanan delillerden davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının çocuk sahibi olamamasına neden olan rahatsızlığını öğrenmesinden sonra tarafların kısa bir ayrılık yaşadıkları, davacı-davalı erkeğin barışma girişimi üzerine yeniden bir araya geldikleri ve birlikte yaşamaya devam ettikleri, erkeğin eşini tedavi ettirmeye çalıştığı, birlikte evlat edinme başvurusunda bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı-davalı erkeğin, kadının kusur olarak kabul edilen eylemini affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilmelidir. Hal böyle iken davacı-davalı erkeğin davasının reddine karar vermek gerekirken, kabul edilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki kadının davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Bu durumda davacı-davalı erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde bu husus gözetilerek davacı-davalı erkeğin boşanma talebi hakkında, konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti konularında, davada haklılık durumuna göre (HMK m. 331/1) karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin, yukarıda açıklanan sebeple tam kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı-davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin (1.) fıkrası gereğince uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu isteğin reddi doğru bulunmamıştır. 4-Toplanan delillerden, dava konusu edilen ziynetlerden 11 adet çeyrek altının davacı-davalı erkek tarafından kadından alınarak düğün salonu borcuna verildiği, 7 adet burma bileziğin ev satın almak üzere alındığı ancak ev alınmayarak bozdurulan altınların da iade edilmediği, kalan ziynetlerin ise yine başka bir ev satın almak üzere kadından alındığı ve bozdurularak ev alımında kullanıldığı, söz konusu bu evin de dava açılmadan önce davacı-davalı erkek tarafından satıldığı anlaşılmıştır. Ziynetlerin davacı-davalı erkeğe iade edilmemek üzere verildiği hususu da ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında dava konusu ziynetlerin dava tarihi itibariyle değerlerinin belirlenerek davacı-davalı erkekten tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-davalı erkeğin ziynet alacağı davasında vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.