Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9020 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25171 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Antalya 4. Aile MahkemesiTARİHİ :17.07.2013 NUMARASI :Esas no:2012/783 Karar no:2013/672 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle eşine hakaret eden davacı kadının da, boşanmaya neden olan olaylarda az da olsa kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı kocanın aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK.md.182) Bu hususu hakimin görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde velayeti temyiz eden davalı babaya tevdi edilen müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kadının, ziynet alacağı davası reddedildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davalı koca lehine karar tarihinde yüürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebelerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.