Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9011 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1800 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Antalya 8. Aile MahkemesiTARİHİ :26.07.2011NUMARASI :Esas no:2008/333 Karar no:2011/265Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 02.04.2013 günü duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Av.B... K... ve karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı O... U... vekili geldiler. Temyiz eden diğer davalılar N... B... B... ile M... M... B... ile vekilleri gelmediler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı O... U...'ın, 20 parsel sayılı taşınmazdaki (14) nolu bağımsız bölümün 36/40 payını, davalılar üzerine intikalle oluşan tapu siciline güvenerek iktisap etmiş olmasına, tescilin yolsuz tescil olduğunu bildiğine ilişkin bir delil getirilmemiş bulunmasına ve adı geçenin delil olarak dayandığı ticari defterlerinde iktisap ettiği taşınmazın bedeline ilişkin ödeme kaydı bulunmamasının tek başına işlemin muvazaalı olduğunu göstermeyeceğine göre, davacıların, davalı O... U...hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davalılar N... B... B..., M... M... B... ve O... U...'ın temyiz itirazlarına gelince;a)Davalı O... U... aleyhine açılan 20 parsel sayılı taşınmazdaki (14) nolu bağımsız bölümle ilgili tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi davası reddedildiğine göre, davalı O...'ın, davanın kabul edilen bölümü üzerinden hesaplanan ve hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır.b)Mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 s. Yürürlük K. m. 17) Mirasbırakan S... B... B..., 20.12.1995 tarihinde ölmüştür. Ölüm tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisine göre, mirastan yoksunluk sebepleri bu Kanunun 520. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Mirasbırakanın eşi olan davalı N... B... hakkında, mirastan yoksunluğunu gerektiren sebepler iddia ve ispat edilmemiştir. Mirasçılıktan çıkarma (ıskat) sebepleri ise aynı Kanunun 510.ncu maddesinde gösterilmiş olup, bir mirasçının mirasçılıktan çıkarılması yasal olarak mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufu ile mümkündür. Mirasbırakanın, eşi hakkında bu yönde bir tasarrufu da bulunmamaktadır. Eşi hakkındaki çıkarma sebebini mirasbırakanın sağlığında bilmiyor olması, ölümünden sonra mirasçılarına bu hakkı vermez. Ölüme bağlı tasarrufta bulunma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, mirasçılara intikal etmez. Mirasçılar, çıkarmanın hukuki sonuçlarını, mirasbırakanın ölümünden sonra bu sebeplerin varlığını hükmen tespit ettirmek suretiyle de elde edemezler. Bu bakımdan, mirasbırakanın eşinin mirastan yoksun olduğunun tespitine karar verilmesi ve buna bağlı olarak intikalle eşine geçen malvarlığı değerlerinin davacılara iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır.c) Mirasbırakanla davalılardan M... M... arasındaki "evlilik içinde doğumla" kurulmuş olan soybağı, mirasbırakanın ölümünden sonra davacılar tarafından açılan dava sonucunda reddedilmiş, karar 14.7.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Soybağının reddi kararı, geçmişe etkili olup, soybağını doğum anından itibaren ortadan kaldırır. Dolayısıyla soybağı reddedilmiş olan çocuk, mirasbırakanın ölümüyle soybağına bağlı olarak kazandığı mirasçılığını kaybeder, hiç mirasçı olmamış duruma gelir. Bunun sonucu olarak, adı geçenin mirasbırakanın ölümü ile intikal eden malvarlığı değerleri üzerinde intikalle elde ettiği hakları hukuki dayanağını yitirir. Diğer bir ifade ile "intikalle kazanma" sebepten yoksun hale gelir. Böyle bir durumda da, davalı M... M..., mirasbırakandan intikal eden dava konusu hakları ve malvarlığını "sebepsiz zenginleşme" hükümleri çerçevesinde hak sahibi olan davacılara bunların miras payları oranın da geri vermekle yükümlü olur. Bu itibarla mahkemenin, adı geçen davalıyı, miras yoluyla kazandıklarını davacılara geri vermekle sorumlu tutmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır. Ne var ki mahkeme hüküm kurarken, sağ eşin kazandıkları ile davalı M... M...'in kazandıklarını ayırmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; mirasbırakandan intikal eden ve dava konusu yapılan taşınır ve taşınmaz mal varlığı üzerindeki davalı M... M...'in geri vermekle sorumlu olacağı miktarları 818 sayılı Borçlar Kanununun 63. ve 64. maddeleri çerçevesinde yeniden hesaplamak, böylece bu davalının geri vermekle yükümlü olduğu malvarlığı değerlerinin kapsamını belirlemek, belirlenen bu miktarı hüküm altına almaktan ibarettir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) maddenin (a) bendinde gösterilen sebeple davalı O... U... yararına, aynı maddenin (b) ve (c) bentlerinde gösterilen sebeplerle diğer davalılar yararına BOZULMASINA hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 990 TL. vekalet ücretinin davacılardan alınıp Osman Uyar'a verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.