MAHKEMESİ :Ordu Aile MahkemesiTARİHİ :17.05.2013NUMARASI :Esas no:2011/571 Karar no:2013/397 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından; davasının reddi, kusur belirlemesi, müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı, tazminat taleplerinin reddi ve davacı-davalı lehine hükmedilen manevi tazminat ile tefrik kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı (kadın)'ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir 2-Mahkemece taraflara atfedilen kusurlu davranışların gerçekleştiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerle sabittir. Gerçekleşen bu olaylara göre boşanmaya neden olan olaylarda; her iki eş de kusurlu ise de davalı-davacı (kadın)'ın daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim kusur durumu mahkemece de bu şekilde değerlendirilmiş ancak davalı-davacı kadının boşanma davası reddedilmiştir. Her iki eş de boşanmayı istediğine ve böylece evliliğin devamında taraflar ve ortak çocuk için yarar kalmadığına göre davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesinde belirtilen boşanma koşulları gerçekleşmiş olup; davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasının da kabulü gerekir. Ne var ki, davacı-davalı (koca)'nın kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğuna göre davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasında, boşanma isteminin konusu kalmamıştır. Kadının boşanma davasında boşanma istemi konusuz kalmakla birlikte, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmesi gerekir. Davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası hakkında açıklanan yönler göz önüne alınarak bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçük Yaren'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.