MAHKEMESİ :Bursa 3. Aile MahkemesiTARİHİ :24.05.2013 NUMARASI :Esas no:2008/654 Karar no:2013/440 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, davalı lehine verilen nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı (kadın) tarafından ise; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle, evlilik birliği içinde bir başka kadından çocuk sahibi olan davacı kocanın sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, baba adı "Alaattin" olarak davalı kadının nüfus kaydında kayıtlı olan Çağatay isimli çocuğun tarafların fiili birliktelikleri sırasında 6.3.2000 tarihinde doğduğu, tarafların ise bundan sonra 25.2.2001 tarihinde evlendikleri, evlilik birliği süresince Çağatay'ın babasının davacı koca olduğunu beyan eden davalı kadının boşanma davası sırasında koca aleyhine açtığı babalık davasının ise Adli Tıp Kurumu Başkanlığının küçük Çağatay'ın babasının davacı koca olmadığına dair raporu doğrultusunda reddedildiği, mahkemece davalı kadının bu eylemiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı koca ile eşit derecede kusurlu kabul edildiği anlaşılmaktadır. Evlilik öncesi olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğine ve başkaca bir olayın varlığı da iddia ve ispatlanmış olmadığına göre davalı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının kabulü mümkün bulunmamaktadır. Ne var ki davalı kadının, evlilik birlikteliği sırasında, Çağatay'ın babasının davacı olduğu yönündeki beyanları ile davacıyı yanıltarak kocayı küçük Çağatay'ı tanımaya zorladığı sabit olduğuna göre boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocaya oranla az da olsa kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu duruma göre davacı kocanın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup davacı kocanın boşanma talebinin kabulü sonucu itibarıyla doğru olduğundan davalı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve davacı kocanın tüm, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle davalı kadın yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.