Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 889 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15896 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Havza Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :20.03.2013 NUMARASI :Esas no:2013/61 Karar no:2013/78 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kurum tarafından evlilik birliği içinde 30.6.2006 tarihinde doğan küçük İ.. S.. hakkında 5395 Sayılı Yasanın 5/1-c maddesi uyarınca bakım tedbiri uygulanarak koruma altına alınması talep ve dava edilmiş, mahkemece küçüğün anne ve babasına dava dilekçesi tebliğ edildikten sonra evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda bu taleplerin evrak üzerinden karara bağlanacağına dair özel bir hüküm bulunmamaktadır. O halde mahkemece taleple ilgili olarak duruşma açılması, davacı kurum vekilinin ve talep küçüğün hak ve menfaatleriyle doğrudan ilgili olduğundan velayet hakkını elinde bulunduran anne ve babasının davalı sıfatıyla duruşmaya davet edilmesi gösterdikleri taktirde delilleri toplanarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Evlilik birliği içinde doğan küçük İremsu, kural olarak anne ve babasının velayeti altındadır. Evlilik birliği devam ettiği sürece anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar (TMK md 335, 336) Dava dilekçesi ekindeki sosyal inceleme raporunda, küçüğün annesinin akıl sağlığının yerinde olmadığı ve anne-baba arasında görülmekte olan boşanma davası bulunduğu bildirilmiştir. Bu durumda öncelikle küçüğün anne ve babası arasındaki boşanma dava dosyasının incelenerek boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve eğer boşanmanın gerçekleştiği tespit edilir ise velayetin anneye tevdi edilmiş olması halinde Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 42. maddesi uyarınca davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi, tüm deliller toplandıktan sonra sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1 ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.