Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8886 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23199 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Edremit 2. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :27.03.2012 NUMARASI :Esas no: 2010/406 Karar no:2012/238Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından, kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisinin tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi ile ziynet alacağı talebi hakkında karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı (kadın)'ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Yapılan tahkikat ve toplanan delillerden; davacı-davalı (kadın)’ın eşinin görüşmesini istemediğini bildirdiği, evlilikten önce tanıdığı bir kimseyle internet ortamında görüşerek kocasının güvenini sarstığı; buna karşılık davalı-davacı (koca)’nın da, eşinin isteği olmamasına rağmen, onu birlikte yaşadıkları Tayland Devletinden babasıyla birlikte Türkiye’ye gönderip, baba evine bıraktırdığı ve eşini sevmediğini söylediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre; mahkemenin de tespit ettiği gibi, taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eşin yoksulluk nafakası talep etmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Davacı-davalı kadının çalışmadığı, herhangi bir gelir ve malvarlığı bulunmadığı, bu durumuyla boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. O halde, davacı-davalı (kadın) yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesindeki koşullar oluştuğu ve bu nedenle uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken; yasal olmayan gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 4-Dava dilekçesiyle alınan başvurma harcı, dava dilekçesindeki bütün bağımsız talepleri kapsar. Davacı-davalı (kadın) dava dilekçesinde belirttiği ve daha sonra verdiği dilekçesiyle de cins, nitelik ve sayısını açıkladığı ziynet eşyalarının aynen iadesini, iade olmadığında ise bunların bedeline hükmedilmesini talep ettiğine göre; ziynet eşyalarına yönelik davanın usulünce açılmış olmadığından söz edilemez. Boşanmanın eki niteliğinde olmayan bu talep, nispi harca tabidir. Nispi peşin harcın alınmadığı görülmektedir. Harca tabi davalarda, harç tamamlanmadan davanın esasına girilemez. Öyleyse, talep edilen ziynetlerin bedeli gösterilmiş ise, bu bedel üzerinden; gösterilmemiş ise, bedeli açıklattırılarak bu şekilde belirlenecek bedel üzerinden nispi peşin harç eksikliğinin tamamlanması için davacı-davalı ‘(kadın)’a süre verilmesi, tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi, aksi halde bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekir(Harçlar Kanunu md.30-32). Açıklanan şekilde işlem yapılmadan, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.