Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8886 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11596 - Esas Yıl 2011
MAHKEMES İ :Zonguldak l. Aile MahkemesiTARİHİ :05.04.2011 NUMARASI :Esas no:2010/854 Karar no:2011/352Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından; kusurlu kabul edilmesine ilişkin gerekçesi, maddi ve manevi tazminat ve nafaka yönünden, davalı (koca) tarafından da tamamına şamil olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yersizdir.2-Davacının temyiz itirazlarına gelince;a) Mahkemece, "boşanmada davacı ağır kusurlu" kabul edilmiş, bunun dayanağı olarak davacının "eşi ve ailesinin bilgisi dışında telefon görüşmeleri yapması, başkasının aracına binmesi, bu suretle güven duygularını zedeleyici davranışlarda bulunması" gösterilmiştir. Oysa davacının bu eylemleri ve güven sarsıcı davranışları sabit olmamıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların davalının ailesiyle birlikte oturdukları, davacının bağımsız ev isteğine ve kayınvalidenin ölçüsüz müdahalesine davalının kayıtsız kaldığı, davalının düzenli çalışmadığı, bu suretle birliğin giderlerine katılmadığ?? ve eşini istemediğini söylediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması tamamen davalının kusurlu tutum ve davranışlardan kaynaklanmış olup, davacıya atfedilebilecek bir kusur ispatlanamamıştır. Bu husus nazara alınmadan "davacının ağır kusurlu" kabul edilmesi ve davacının tazminat istekleri ile yoksulluk nafakası talebinin bu gerekçe ile reddedilmesi doğru görülmemiştir.b) Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (a) ve (b) bentlerinde gösterilen sebeple davacı yararına BOZULMASINA, davalının temyiz itirazların yukarıda l. bentte gösterilen sebeple reddi ile bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 79.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.