Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8664 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 6533 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ :6.7.2009NUMARASI :Esas no:2008/808 Karar no:2009/1262Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Kanun yoluna başvurma hakkı kural olarak davanın taraflarına ait ise de, hükümle kendisine bir külfet yüklenen veya hakkı ihlal edilen kişiler de kanun yoluna başvurabilirler. Mahkemece, “mülhak Hatipzade Vakfı terekesine davacının temsilci olarak atanmasına” karar verildiğine göre, aynı vakfın mütevellisi olan M.H.'nun verilen kararı temyiz etmekte hukuki yararı mevcuttur. Bu bakımdan bu kişinin temyiz talebinin reddine dair 3.8.2009 tarihli ek kararın bozularak kaldırılmasına, temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiştir.2- Davacı, 2.5.2008 tarihli dava dilekçesiyle; Kahramanmaraş'ta kurulu bulunan mülhak Hatipzade Vakfı'nın kurucularından müderris A.E.oğlu K.Ç.'nin soyundan gelen “galle fazlasına müstehak vakıf evlatlarının” Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/383 esas, 2007/397 karar sayılı kararıyla tespit edildiğini, ancak gerçekte vakıf kurucularının soyundan gelmedikleri halde bir kısım kişilerin “galle fazlasına müstehak vakıf evladı” olarak gösterildiklerini, bu kişiler aleyhine “nesep kararının iptali” için Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/180 esas sayılı dava ikame ettiğini, sözü edilen davayı yürütebilmek amacıyla Hatipzade Vakfının terekesine temsilci olarak atanmasını istemiş; mahkemece “davanın kabulü ile davacının mülhak Hatipzade Vakfı terekesine temsilci olarak atanmasına” karar verilmiştir. Gerçek kişilerin ölümü halinde mirasçılardan birinin istemesi üzerine koşulları varsa, ölenin terekesine temsilci atanabilir. (TMK. m. 640/3) Tereke de; ölen gerçek kişlilerin malvarlığı, hak ve alacakları ile borçlarının bütününü ifade eder. Vakıflar özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir. (TMK. m. 101/1, 5737 s. Vakıflar K. m.4) 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş (mülhak) vakıfların da tüzel kişiliği mevcuttur.Tüzel kişiler Türk Medeni Kanununun miras hükümlerine tabi değildir.Dolayısıyle tüzel kişiliğin sona ermesi halinde miras hükümleri uygulanmaz ve bunların bir terekesinden de söz edilemez. Yasaya göre de; on yıl süreyle yönetici atanamayan veya yönetim organı oluşturulamayan mülhak vakıflar mahkeme kararıyla Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilir ve temsil edilir. (5737 s. Vakıflar K . m. 7/1) Sözü edilen vakfın temsili ile ilgili bir sorun varsa, yasanın değinilen az önce hükümleri gereğince temsili imkan dahilindedir. Hal böyleyken “gelir (galle) fazlasına müsthak vakıf evladı olduklarına” karar verilmiş olan bir kısısm kişilerin , vakfedenin soyundan gelmediklerinin tespitiyle ilgili açılmış olan davada davayı yürütmek için temsilci atanması istenmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada davacıya bu yönde bir yetki verilmiş olsa bile, hukuki sonuç doğurmaz.Öyleyse davanın reddi gerekirken “vakfın terekesine temsilci atanmasına” karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple mahkemenin 3.8.2009 tarihli ek kararının bozularak kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.