Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8520 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 21792 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ankara 4. Aile Mahkemesi TARİHİ :5.4.2012NUMARASI :Esas no:2010/1019 Karar no:2012/464Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafaka artrımı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının, oturduğu taşınmaza aile konutu şerhi konulması yönünde harcı verilerek usulüne uygun olarak açılmış bir davası veya karşı davası bulunmadığının anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Toplanan delillerden; davacı-davalı koca tarafından açılıp ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasının 23.02.2007 tarihinde kesinleştiği, kocanın bir başka kadınla uzun süredir evlilik dışı ilişki yaşadığı ve bu ilişkisi nedeniyle iki tane çocuğunun olduğu, davalı-davacı kadın tarafından koca aleyhine nafaka ve nafaka arttırım davalarının açıldığı ve de bu davalar neticesinde hükmolunan nafakaların düzenli olarak koca tarafından kadına ödendiği, yanlar arasındaki nafaka davaları, bu nafaka davalarındaki tanık beyanları ve yine taraflar arasındaki ceza davasındaki tanık ve taraf beyanları dikkate alındığında, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu belirlemeler karşısında bu davada dinlenen davalı-davacı kadın tanıklarının beyanlarının, tarafların evlilik birliğini sürdürmeye yönelik olarak bir araya geldikleri şeklinde yorumlanması olanaksızdır. Davacı-davalı kocanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.3-Davalı-davacı kadının nafakaya ilişkin olarak gelecek yıllar için artış talebi bulunmaktadır. Bu talep yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-davalı koca yararına, 3. bentte gösterilen sebeple ise davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1 .bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.