MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ :Yargılamanın İadesi (Boşanma)Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma davasının davalısı kadın; eşi tarafından açılan boşanma davası sonucu boşanmalarına karar verilmiş olduğunu vukuatlı nüfus kayıt örneği almak için nüfus idaresine gittiğinde 22.6.2000 tarihinde öğrendiğini, haricen yaptığı araştırmada; gerçekte boşanma davasından önce ...'ya bağlı "... köyünde" annesinin evinde ikamet ettiği halde, eşinin bilerek ve isteyerek yanlış adres gösterdiğini, bu adrese tebligat yaptırmak suretiyle yokluğunda boşanmayı sağladığını, ileri sürerek boşanma kararına karşı 6.7.2000 tarihinde yargılamanın iadesi talebinde bulunmuş; mahkemece; "boşanma kararının davalıya tebliğinin usulsüz olduğu, temyiz süresinin ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile başlayacağı, ilamın halen kesinleşmediği" gerekçesiyle, istek reddedilmiş, ret kararıyla birlikte mahkeme, talep olmadığı halde, boşanma kararının davacı (Kadriye'ye) tebliğine de karar vermiş; kararı davacı temyiz etmiştir.Koca tarafından, 1.5.1998 tarihinde, eşi aleyhine boşanma davası açıldığı; dava dilekçesinde davalının adresi olarak "..." adresinin gösterildiği, dava dilekçesi ve duruşma gününün bu adreste "bizzat" kaydıyla 1.6.1998 tarihinde muhatabına tebliğ edildiği, davalının yokluğunda yapılan yargılama sonunda; 20.7.1998 tarihinde, tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın aynı adreste "aynı çatı altında birlikte oturan eşi ..." imzasına 10.8.1998 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz süresinin başvurusuz geçirilmesiyle 14.9.1998'de kesinleştirildiği ve nüfusa gönderiliği, boşanmanın nüfus kaydına işlendiği görülmektedir. Boşanma davasının davalısı, kocasının boşanma davasında adresini bilerek yanlış gösterip, gösterdiği bu adrese tebligat yaptırmak suretiyle boşanmayı sağladığını ileri sürdüğüne göre, yargılamanın iadesi isteği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445/7. maddesinde yer alan "lehine hüküm verilen tarafın hükme etkisi olan bir hile kullanmış olması" sebebine dayanmaktadır. Bu sebeple yargılamanın iadesi, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay içinde istenebilir. (HUMK. m. 447/1) Davalı, boşandığını 22.6.2000 tarihinde öğrendiğini bildirdiğine, bunun aksi de iddia ve ispat edilmediğine göre, 6.7.2000 tarihindeki yargılamanın iadesi isteği süresindedir. Yargılamanın iadesi davası açıldıktan sonra davalı (boşanma davasının davacısı) ...'in 23.8.2000 tarihinde öldüğü, geriye yasal mirasçısı olarak, boşanma kararından sonra (7.10.1998'de) evlendiği eşi Refika ve önceki eşlerinden olan çocukları ..., ...'nun kaldığı, yargılamanın iadesi davasının bunlara karşı yürütüldüğü görülmektedir. Boşanma davasının davacısı ( iadesi davasının davalısı) koca'nın ölmüş olması, boşanmayı konusuz hale getirir ise de, bu durum; ölümden önce verilip kesinleşmiş bir boşanma kararını ortadan kaldırmaya yönelik yargılamanın iadesi davasının, iade talebinde bulunanın miras haklarının korunması bakımından, ölenin mirasçılarına karşı yürütülmesine mani değildir. Bu bakımdan iade davasına, ölenin mirasçılarına karşı devam edilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır.Yapılan soruşturma ve toplanan delilerden; boşanma davası açılmadan önce davalının dava dilekçesinde gösterilen adresten ayrıldığı, gerçekte dava dilekçesinde gösterilen adreste değil, ...'nın ... ilçesine bağlı "... Köyünde" annesinin evinde oturduğu, dava dilekçesinde gösterilen ve tebligat yapılan adreste boşanma davasında ekonomik ve sosyal durumu hakkında kollukça yapılan araştırmada da davalının gösterilen adreste oturmadığının tespit edildiği, boşanma davasının açan kocanın bilerek davalının adresini yanlış gösterdiği, anlaşılmaktadır. Bu durumda kocanın hileye başvurarak gerçekte davalının hiç oturmadığı adrese tebligat yaptırmak suretiyle davalının yokluğunda (haberi olmaksızın) boşanma kararı aldığı, dolayısıyla yargılamanın iadesi sebebinin varit olduğu gerçekleşmiştir. Öyleyse yargılamanın iadesi talebinin kabulüne, boşanma kararının iptaline karar verilmeli, boşanma davasının davacısı (koca), davanın devamı sırasında 23.8.2000'de ölmüş olmakla davanın konusu kalmadığından, artık esası incelenemeyeceğinden boşanma davası hakkında bu yönde karar oluşturulmalıdır. Açıklanan hususlar üzerinde durulmadan "tebligat usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı" (Teb. K. m. 32) dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.